Saatin 12'ye vurmasına 5 kaldı. Huzur ve sükûn içinde bekliyoruz. Önümüzdeki cumartesi günü Kıbrıs'ta yapılacak referandum bir dönemi kapayıp, diğer bir dönemi açacak. Kıbrıs Türkü'nden evet oyu bekliyoruz. Dış Türkler'in nüfusu en küçük parçası oldukları halde Türkiye, en büyük özveriyi, onlar için yaptı. 24 nisan günü, Annan Planı'nı beğenmiyen Kıbrıslı kardeşlerimiz bile, Türkiye'de yaşayan 70 milyonun geleceğini düşünerek evet diyeceklerdir. Türkiye'ye ve kendilerine Avrupa yolunu kapatmıyacaklardır. Diplomatlarımız artık daha hür şekilde çalışıp Türkiye'nin yüksek menfaatlerini savunacaklardır. 30 yıldan bu yana her milletlerarası ilişkide önümüze Kıbrıs engeli çıkarılamıyacaktır. Gerek Annan Planının ilk teklifinde, gerekse 30 yıldan beri Kıbrıs konusunda yaptığımız acemilikler, New York ve İsviçre müzakerelerindeki başarımızla telâfi edildi. Biz öyle sayacağız. Diplomatlarımızı ve başta Başbakan ve Dışişleri Bakanı olmak üzere politikacılarımızı kutluyoruz. Haftaya, yeni bir atmosfer oluştuğunu millî ümitlerin yeşerdiğini göreceğiz. Genelkurmay Başkanımız'la iftihar ediyoruz. Subaylarımızın çağdaş uygarlık düzeyi çizgisinde bulunduğunu kanıtladı. Gözü dönmüş statükocularımız, Türk demokrasisinin kalbinden vurulacağını, Türk'ün dünyaya mahcub olacağını pas geçerek, sırf AK Parti'yi beğenmedikleri için, iktidarın asker ağzıyla azarlanmasına ümit bağlamışlardı. Böyle bir ümit, eşyanın tabiatına aykırı idi. Zira Türk subayı, yenileşme tarihimizin her safhasında, inkılâplarda daima baş çekmiştir, öncü olmuştur. Türk subayını Avrupa düzeninin önüne koymak teşebbüslerinden, bunun içindir ki, netice çıkmaz. Referandum, dış politikamızda yeni bir dönemi başlatacak. Diplomatlarımız, bu döneme başarıyla intibak edeceklerdir. Referandum sonrasında da nice ince köprüler mevcuttur ki, hünerle geçilmek şarttır.