2000'lerin sınırları

A -
A +

Türkiye'nin dış politikada radikal hatası, devletlerin sınırlarının değişebilmek yeteneğini kavramakta zorlanması oldu. 1938'den beri böyle. Bugün bile böyledir. Sanıyorum İnönü'nün statüko tutkunluğunun derinlemesine etkisidir. Zaten Atatürk de milletimize ve çocuklarımıza resmen, İnönü'nün istediği revizyon çerçevesinde anlatılmıştır, anlatılıyor. 1945'te yeni bir dünyanın kurulması, 1990'da tekrar yenilenmesi, devlet sayısının 1940'lardan günümüze 3 mislinden fazlaya yükselmesi, bizim çok ilgimizi çekmedi. Dünya siyasî coğrafyası, millî meraklarımızdan birini oluşturmaz. Bu zihniyetin sebebi, mîsâk-ı millî'ye takılıp kalmamız, daha doğrusu tek taraflı anlayışımızdır. Atatürk'ün yurdda sulh cihanda sulh özdeyişini algılamamız gibidir. Mîsâk-ı millî, 17 Şubat 1920 oturumunda İstanbul'da Osmanlı Meclis-i Meb'ûsânı'nın -tek muhalif ve çekimser oy olmaksızın- ittifakla kabûl ettiği kısa bir metin, bir millî yemin (ulusal and)dir ki, az sonra 23 Nisan 1920'de Ankara'da açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde de, virgülüne dokunulmaksızın, bir daha kabûl edildi. Bu millî andımız devam ediyor. Bugün de bizim için millî namus ve şeref meselesidir. Zira, 1918'de Cihan Savaşı'ndan mağlûp çıkmış Türk imparatorluğunun, Türk milletinin asgarî yaşama (hayat) alanı kabûl edebileceği sınırları çizmiştir. Bu sınırların âzamî, hattâ ortalamasını engelleyen bir mânâsı ise yoktur. Nitekim Hatay'ı ilhakımız ve Kuzey Kıbrıs, bu tefsiri haklı gösterir. Kaldı ki, mîsâk-ı millî sınırları da yüzde yüz gerçekleştirilmemiştir. Meselâ Musul eyaletimiz, yani Irak'ın üçte biri olan Kuzey Irak, mîsâk-ı millîye dahildir. 1918 ve 1945'tekilere benzer genişlikte yeni bir imparatorlukların tasfiyesi hareketinin 1990'da oluşacağına, Türkiye Cumhuriyeti olarak bizde devlet, politika, ilim, iş, medya âleminde ihtimal verilmedi. Daha 1965'te yapılan ciddi bazı uyarılar fantezi sayıldı. Kime sorsanız, Sovyetler Birliğini, tıpkı ABD gibi ebedî bir devlet şeklinde görüyordu. Bu kadar sözü, yeni bir uyarı için yazıyorum (yıllardan beri her ay tekrarlıyorum): Amerika'nın Asya'ya müdahalesi ile, zaten yapay mahiyetteki sınırlar yeni bir düzenlemeye doğru yönlendi. Yarın devam edeceğim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.