2005 saçmalığı

A -
A +

Berlin'in kasvetli bir şatosunda Fransa Cumhurbaşkanı Chirac ile Almanya Şansölyesi Schröder'in Türkiye'ye verdikleri müzakere tarihi, çok sakıncalıdır. Hem Türkiye, hem Fransa ile Almanya ve Avrupa Birliği bakımından... Hiçbir tarafa hayır getirmez. Akla gelebilen ve gelmeyen nice şer tohumlarını yeşertebilir. Temmuz 2005... Korkarım biz Türkler'in hafızasında sevimsiz bir hâtıra olarak yaşıyacak. Manasız bir tarihtir. Manalandırılmaya kalkışılsa, zarar verir. Sanayileri Körfez ve Hazar enerji kaynaklarına bağımlı Fransa ile bilhassa Almanya, acaba Türkiye'nin bu havzalara giden yolları Birleşik Amerika'ya fazlasıyla açtığı fikrinde midirler? 1952'den bu yana NATO'nun kudretli ve sadık üyesi ve Avrupa'nın kalkanı Türkiye, nasıl olur da Avrupa Birliği adaylığında bu derecede beklemeye alınabilir? AB daha 6 devlet arasında kömür-çelik işbirliği teşebbüsü hâlinde iken Adnan Menderes 1959'da irtibat kurdu. 1963'te İsmet İnönü andlaşmaya imza koydu. 1974'te Yunanistan'la beraber resmen üyelik müzakeresine davet edildiğimiz zaman, daha Avusturya, İspanya ve Portekiz, bu davete ehil görülmemişlerdi. Bizim yaptığımız büyük, çok büyük hataların elbette idraki içindeyiz. Ancak bu, Almanya ile Fransa'nın bugünki büyük yanlışının mazereti olmaz. Türk Yenileşme Hareketi, 200 küsur yıldır, Fransa ve Fransız kültürü örnek alınarak gerçekleştirildi. Almanya ile tarihî dostluğumuz, bize imparatorluğumuza mâl oldu. Şimdi Türkiye'de Fransa ve Almanya'ya karşı derin şüpheler ortaya çıkabilir. Avrupa Birliği istikametindeki reform çabamız şevkini yitirebilir. Statükocularımıza gün doğar. Türk halkı muhakkak zarar görür. Avrupa Birliği de mutlaka zarara uğrar. Recep Tayyip Erdoğan yarın Washington'da Başkan Bush ve New York'ta Kofi Annan'la görüşüp öbürsü gün Kopenhag'da bulunacak.

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.