Genelkurmay Başkanı Orgeneral Sayın İlker Başbuğ, 30 Ağustos Zafer Bayramı mesajını bu yıl erken verdi. Hükûmetin açılımı açıklamasından önce davranarak Silâhlı Kuvvetler'in görüşünü bildirdi. İki partinin birbirlerini vatan hainliği (Osm. ihânet-i vataniyye) ile ithamı çizgisine gelmeleri, birçok konuda âciliyeti zorunlu kılıyor. Sayın Başbakan'ın Yüce Meclis'e sunacağı demokratik açılım projesinde aynı duyarlılığı göstereceğinden zaten emindik. Ne terör örgütü ile müzakere, ne ırkçılığı vurgulayan değişiklikler bahis konusu olamazdı. Avrupa Birliği devletlerindeki bütün benzeri hakların Türkiye'de de uygulanacağı muhakkaktır. Ayrıca Güneydoğu'nun her alanda kalkınması gerçekleştirilecektir. Ancak herhangi bir topluma, ırkçı ayrıcalıklar verilmeyecektir. Irk anlamında kullanılmadığı âşikâr bulunan (Türk Milleti) yerine (Türkiye vatandaşı) yahut (Türkiyeli) değişimi gibi mantık ve ilim dışı değişiklikler yapılmayacaktır. Türkçe, milliyetler toplumu olan Osmanlı Türkiyesi'nde bile tek zorunlu devlet ve eğitim dili idi. Türkiye Cumhuriyeti de, her vatandaşına Türkçe öğretmekle yükümlüdür, öğretmemişse kusurludur. Ama hiçbir yerel dilin öğrenilmesine, basın, yayın, gazete, dergi, kitap, radyo, konser, konferans, sinema, tiyatro, TV gibi bütün medyatik alanlarda serbestçe kullanılmasına engel konulmayacaktır. Bu uygulamalar, değerli bir açılımdır. Çağdaş uygarlığa atılmış ciddi, önemli adımlar olacaktır. Kadri bilinmelidir. Daha fazlasını, hattâ bağımsızlığa kadar isteyen mahallî politikacılar, eksantrik aydınlar bulunabilir. Bu fikirlerin yasama meclislerinde temsili de demokrasi gereğidir. Demokrasi, karşıt fikirlere sinirlenmemek rejimidir. Türkiye'de her vatandaş Türk Milleti'nin ferdidir ve hiçbiri şu veya bu sebeple ayrıcalıklı olamaz, olmamıştır, olmayacaktır.