Atatürk'ün aramızdan ayrılışının 70. yıldönümüdür. Atatürk, hâlâ aktüeldir. Dış ülkelerde bile öyledir. Türkiye'yi gerçekte bugün de Atatürk yönetmektedir. Geçen hafta Mustafa adlı belgesel filmin yankıları ile geçti. Kimi beğendi, kimi beğenmedi. Bendeniz seyretmedim. Bir şey söylemem mümkün değil. Ancak tarihe sansür ve yasak koymanın antidemokratik olduğunu yazıyorum. Atatürk, hayatındaki gibi, bugün de, 1000 (bin) yıl sonra da Türk'ün millî kahramanıdır. Atatürk'e hakarete yakın eleştiriler zararlıdır. Hattâ kavga çıkaracak, millî birliği bozacak mahiyettedir. Hiçbir politikacıya tavsiye etmem. Eleştiri tabiatiyle yapılacaktır. Ancak ihtisas tarihçiliğinden gelmeyenlerin gerçekleri yansıtmakta zorlanacakları âşikârdır. Her ideoloji Atatürk'ü kendi tarafına çekecektir. Nitekim öyle oldu. Hatasız devlet adamı, cihan tarihinde mevcut değildir. Hatalar, vukufla ve şahsî ideolojilerden sıyrılarak belirtilmelidir. Türkçe'nin en büyük ustalarından ve Atatürk'ü yakından tanıyanlardan Falih Rıfkı Atay, Çankaya adlı şâheserinde bunu yaptı. Taha Akyol'un yeni yayınlanan ve çok ilgi çeken eseri de böyledir. Derinlemesine bir araştırma ürünüdür. Hangi Atatürk? sorusuna cevap aramıştır. Atatürk, değişik dönemlerde değişik temayüller göstermiştir, doğrudur. Türk Devleti'nin yüce menfeatleri o dönemde neyi gerektiriyorsa onu uygulamıştır ve başarılı olmuştur. Başarısının temelinde bu yetenek yatıyor. İnkılâpçılık, reformculuk, ıslahatçılık, tanzimatçılık, ne derseniz deyiniz zaten, sürekli değişim ve çağa uyumla hedefine ulaşır. Atatürk'ün hiç değişmeyen tarafı, gelmiş geçmiş en büyük Türk milliyetçisi olmasıdır. Türk Yenileşme(Osm. Teceddüd) Hareketi'nin Sultan Mahmud'dan sonra ikinci taviz vermez reformcusudur. Buna askerlik ve dış politikadaki başarıları da eklenince, üç ayrı branşta dâhî olduğu, açık dehâ gösterdiği anlaşılır. Bu da onu, tarihin büyük adamlarından biri zirvesine yükseltir. Türkiye'yi Cumhuriyet rejimine çevirerek devam ettirmiştir. 1918-1939 Avrupa tarihinin en karakteristik ve tipik devlet adamlarından biridir. Bunu unutup, günümüzün demokrasisi ile kıyaslayarak Atatürk'ü eleştirmek, tarih metodolojisine aykırıdır. Devrinin şartları neyi gerektiriyorsa onu yapmıştır. Emsali gibi, şahsî görüşlerini ve tercihlerini uygulamıştır. Türkiye'nin az zamanda muâsır medeniyet seviyesine ulaşacağı kesin inancı ise, gerçekleşmedi.