2008 yılına girdiğimiz saatlerde Türkiye'de 70.586.256 kişi yaşadığı anlaşıldı. Bu, adres yoklaması, ânında kayda geçen doğum ve ölümle belirlenen ilk sayımdır. Daha önce 1927, 1935 ve sonra hiç kesiksiz 2000'e kadar 5 yılda bir yapılan 15 sayım, sokağa çıkma yasağı ile gerçekleşti. Çoktan çağ dışıdır. Böylece, hiçbir ilmin ve bilginin feragat edemeyeceği doğru istatistikte moderniteye ayak bastık. Bundan önceki sayım (2000'de yüzde 66'sı şehirli, 67.803.927 kişi), şişkin ve sahte nüfus tespitleri ile hem Türk devletini şaşırttı, hem dışarıda bizi rezil etti. Meselâ CIA, nüfusumuzun o kadar olmadığını biliyordu. Maalesef oy hırsı ve devletten fazla nüfus için para koparmak şehveti, bizi şaşırttı. Şimdi 3.5 milyon mükerrer oy silinip atıldı. Türkiye dışında ise 3.700.000 TC vatandaşı yaşıyor, başta Almanya geliyor. Bizde ikamet eden TC vatandaşı olmayan yabancılar ise 98.064 (İstanbul 42, Bursa 12, Ankara 7, İzmir 7, Antalya 6 bin... ). Erkek nüfusun 166.810 fark atması dikkat çekiyor (35.4 milyon erkek+35.2 milyon kadın). 50 milyon şehirli+20 milyon köylü durumundayız. Nüfusun yarısı 28 yaşın altında, yarısı 28 yaşın üzerinde. Ortalama yaş 27.7 erkek ve 28.8 kadın. Köylerde kadın (27.9), şehirden (28.8) daha düşük yaşta. Bütün nüfusumuzun yüzde 26.4'ü 0-14, yüzde 66.5'i 15-64, yüzde 7.1'i 65 üzeri yaşlarda... Süper metropollerimiz İstanbul 12, Ankara 4, İzmir 2 milyon... Kilometrekareye Türkiye'de 92 kişi düşüyor. İstanbul ilimizin yoğunluğu dehşet saçıyor (km2'ye 2.420). Sonra km2'ye 311 ile İzmir ili geliyor. En düşük yoğunluk km2'ye 11 kişi ile Tunceli... Kâğıt üzerinde -bize çok zarar veren hiçbir zaman yaşamamış- 3.5 milyon nüfusu atınca, p.c. (kişi başına) gelirin 8000 ve satınalma gücünün 10.000 doları aştığı ortaya çıktı. Zaten Türkiye'nin görünüşü bu idi. Başbakan'ın 10.000 dolar için verdiği tarihten önce gerçekleşeceğine eminim. Bitip tükenmeyecek gibi uzayıp giden hızlı yürüyüşten sonra nihayet koşmaya başladık gibi. Türkiye'yi tutmayın, başka bir periyoda geçiyor.