78 yılın muhasebesi

A -
A +

Dünki yazımızda Cumhuriyet'in 78 yıl boyunca bize kazandırdıklarından bahsetmiştik. Zaten âdet budur. Ama başaramadıklarımızı, başarı gösteremediğimiz hususları incelemek, vurgulamak, tam bir teşhise varmak için şarttır. Otokritikte ve tenkıydî fikir (esprit critique üretmekteki hevessizliğimiz, millî onurumuza yediremememiz, asırlar boyu bize çok pahalıya patladı. Esasen bizi Batı medeniyetinden ayıran zihniyet yapımız budur. On yılımızı -mecburen- terörle, sonraki yıllarımızı laikliği, daha açık ifadeyle çağdaş hayat tarzımızı ve üslûbumuzu savunmakla geçirdik. Gerek demokraside, gerek ekonomide gerimizde bulunan dünün sosyalist devletler hızla toparlanırlarken, biz geride kaldık. Türkiye'de her alanda yetişmiş kadrolar vardır. Ancak gerek politikada, gerek bürokraside, tam bir kaht-ı ricâl (Devlet adamı eksikliği, yetersizliği, yokluğu) bütün acı verici yönleriyle hüküm sürmektedir. Türkiye'yi yönetenler bu hususa çare aramak bir yana çare bulmamaya çalışmışlardır. Atatürk'ü 1938'de dondurmak isteyen romantikleri veya çıkarcıları unutmamak gerekir. Her yılını birkaç radikal reform ile geçiren Atatürk'ün, yaşasa idi, sonraki yıllarda ve çağımızda ne hamleler yapacağını tahayyül bile edememişlerdir. Zaten Atatürk'ü revizyonist bir görüşle sunmakta direnmişlerdir. Demokrasideki açıklarımızı, yepyeni bir Anayasa'ya cesaret etmeksizin, yamalarla kapatmaya çalışıyoruz. Korkunç bir bürokrasi, feci bir kırtasiyecilik, komünist Çin'i gölgede bırakan bir devletçilik, yakamızdan düşmedi. Devlet Reformu yapamadık. Bir süre çağı geçmiş kadroyu, kurumu ortadan kaldırmak yerine, yenilerini oluşturduk. Eğitimde, yüksek öğretimde, sağlıkta, çok büyük problemlerimiz vardır, biribiri üzerine yığılmıştır. Mantıksız bir nüfus artışı, vatandaşın her şeyi devletten beklemek alışkanlığı, toplumculuktan ferdiyetçiliğe geçemeyişimizin sebepleri arasındadır. Yoksulluğumuz, çağa ulaşamamızın başlıca sebebidir. İliklerimize kadar işleyen bir popülizmi, halka hizmet sandık, halbuki bu anlayışla vatandaşın fakirlik çemberini kıramamasının zeminini hazırladık. Öğünmekten ve hamaset edebiyatından vaz geçip hür fikir ortamını oluşturmak ve kendi kendimizi eleştirmeye alışmaktan başka çare yoktur. Muâsır medeniyet seviyesine ulaşmanın tek yolu budur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.