82. yılında TBMM

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışının 82. yıldönümüdür: 23 Nisan 1920... Tarihimizin en karanlık günlerinde kutsal bir alev gibi fışkıran millî irade... Millî Mücadele'mizi kazanan 1. TBMM'nin üyelerine ve başkan seçtikleri, sonra başkomutan atadıkları Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e, şükran, minnet, muhabbet, hayranlık duygularımızı tekrarlıyor, vurguluyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran TBMM, millî iradenin tek meşru temsilcisidir. Böylesine bir kurum, birkaç defa kötü muamelelere maruz kaldı. Bugün de haksız eleştirilerin muhatabıdır. Sebep, kendi bünyesinden başlıyarak, radikal Devlet reformunu gerçekleştirememesidir. Böyle bir reformun heyecan ve kararlılığını taşımayan milletvekilleri, çağımızı kavrıyamamışlardır. Bulundukları meclisi durgun ve tutucu bir kurum sanmış, dinamik ve inkılâpçı karakterini unutmuşlardır. Seçildikleri yüce kurumu savunamıyanlar, aleyhinde söz söyliyenler vardır. Askerî anayasalar (1961, 1982), Atatürk Anayasası'nın temel felsefesinden ayrılarak, Meclis'in yetkilerini gasbedercesine sınırladılar. TBMM, adeta bir alt yasama kurulu haline indirgenmek istendi. Parti genel başkanları kötü listeler yaptılar ve kötü sonuçlar aldılar. Artık önümüzdeki seçimlerde adayları, bambaşka bir dünya görüşü ile belirleyeceklerdir. Milletvekilinin para pul işleriyle ilgisi kesinlikle kesilecektir. Lojmanlarını, şoförlerini, arabalarını, korumalarını bırakacaklardır. Genel kurulun iç mimarisi yeniden düzenlenecektir. Korkutucu bir KİT haline gelen Meclis'in personeli, başka kurumlara dağıtılacaktır. Bu tedbirleri bugünki Meclis alır. Sonra seçime gidilir. Yeni gelecek 400 milletvekili, tam bir saygınlık içinde görevini yürütür. Bugünkilerin üçte ikisinin dışarıda kalacağını tahmin ediyorum. Reforma kendi bünyesinden başlıyamayan bir Meclis, Devlet reformu yapamaz. Bir kısmı nice asırlık Devlet müesseselerine radikal müdahalede bulunamaz. Türkiye Cumhuriyeti'ni köhnelikten ve lâgarlıktan kurtaramaz. Bugünki şartlarımız, bu işler için, 82 yıl öncesinden yüz kat daha yeterlidir. Bu yeterliliği kullanıp mâşeri dehayı açığa vurmamız lazımdır. Atatürk bugün de yaşıyor gibi tahayyül ediniz, öyle düşünüp uygulayınız. Meclisimizin ve Cumhuriyetimizin ilk başkanının ruhunu şâd ediniz.