86. Yılda Türkiye

Sabık Yıldırım Orduları (Filistin cephemizdeki 4, 7 ve 8. Türk imparatorluk orduları) komutanı Mustafa Kemal Paşa'nın, 9. Ordu müfettişi göreviyle İstanbul'dan hareket ederek Samsun'a ayak basmasının 86. yılını sevgiyle kutladık. Gençlerimiz göğüslerimizi kabarttı, gözlerimizi yaşarttı. Bütün bunca gayretler, hep onlar içindir. Türkiye'yi bizden daha iyi yönetebilmeleri içindir. 38 yaşındaki Mustafa Kemal Paşa'ya harbiye nezâreti ve sadâret (başbakanlık), Anadolu'nun yarısı üzerinde, Köprülü Mehmed Paşa'ya atanmasında verilenlerden beri az görülen geniş ve büyük yetkileri, yazılı olarak vermişti. Harbiye nezaretinde hazırlandı, nâzır paşa imzaladı, hükûmet ve sadrâzam kabûl etti. Hâkan-halîfe onayladı. Eyalet valileri, büyükelçiler ve ordu komutanları, atandıkları yeni görevlerine giderken, nezaketen sadrâzamı ve sonra padişahı ziyaret ederler. Osmanlı protokolü böyledir. 6. Sultan Mehmed Vahideddin de Paşa'yı Yıldız Sarayı'nda baş başa kabûl ederek muvaffak ol! duası ve emriyle uğurladı. 86 yıl önce Millî Mücadele böyle başladı. İtalyan (Libya, Balkan ve Cihan Savaşları ile on yıl savaşmış, yenilmiş, silâhlarına el konmuş bir millet, yeni bir savaşa giriyordu. İnanılmaz bir şeydi. Zira birlikte savaştığımız Almanya ve Avusturya-Macaristan imparatorlukları, Müttefikler ne dediyse benimsemiş, uygulamışlardı. Atatürk'ün Samsun'a çıkmak üzere İstanbul'dan ayrıldığı 15 Mayıs günü İngilizler'in Yunan askerini İzmir'e çıkarmaları ve Yunanlılar'ın kanlı bir istilâ hareketine girmeleri Millî Mücadale'ye başlamamızı kesinleştirmiştir. İstanbul, Edirne, Bursa, İzmir düşmanın eline geçmiştir. Müşir Gazi Mustafa Kemal Paşa, değme komutanın göze alamıyacağı derecede cür'etkâr bir taarruz planını uygulayarak 1922 yazında, bir hafta içinde düşmanı denize döktü. Cumhuriyet ilân etti. Üçüncü Selim'den beri görülen Batı'ya dönük inkılâp reformlarının en radikallerini göze alarak on beş yıl içinde yeni bir Türkiye oluşturdu. Ne yaptı ise muâsır medeniyet seviyesine (çağdaş uygarlık düzeyine) gelebilmemiz için yaptı. Ama öylesine yenileşmeler gerekiyordu ki, gerisini bizlere bıraktı. İnşallah biz, gençlerimize, çağdaşlaşmasını tamamlamış bir Türkiye bırakacağız. Türk Devleti mamur ve müreffeh olacaktır.