Bugün 19 Mayıs... Atatürk'ün Samsun'a ayak bastığı günün (1919) 90. yıl dönümü. Sonraları Gençlik ve Spor Bayramı oldu. Kutluyoruz. Yıldırım Orduları Grubu (4., 7., 8. Osmanlı Orduları) Komutanı Mustafa Kemal Paşa, Harbiye Nezareti'nin emriyle 13 Kasım 1918'de Adana'dan İstanbul'a geldi. Mondros Mütârekesi imzalanmış, Osmanlı, mağlûben silâh bırakmıştı. M.Kemal Paşa, Almanya'ya firar eden Enver Paşa'nın yerine harbiye nâzırı olmak istedi (ikisi de 1881 doğumlu, Enver 2 yıl kıdemli). İttihatçı muhâlifliğinde Sultan Vahîdeddîn ile birleştiği için, padişah bu isteği yerine getirmek istedi. Fakat eski komutanı Mareşal Ahmed İzzet Paşa, M. Kemal'in padişaha tavsiyesiyle sadrâzam olduğu halde, harbiye nezâretini vekâleten üzerine aldı. Yeni bir Enver oluşturmak istemediği âşikârdır. Nihayet M. Kemal Paşa, 9. Ordu kumandanı (sonra bu sıfat 3. Ordu müfettişliğine çevrildi) atandı. Köprülü Mehmed Paşa'dan sonra hiç kimseye verilmemiş askerî ve mülkî yetkilerle donatıldı. 16 Mayısta maiyetiyle İstanbul'dan hareket etti, deniz yolu ile Samsun'a çıktı. Ordu merkezi olan Erzurum'a gidecekti. 15 Mayısta İzmir, sürpriz şekilde, İngiliz desteği altında Yunan askerî işgaline uğradı. Bu yetkiler M. Kemal Paşa'ya nasıl ve kimler tarafından verildi? Birkaç defa padişahla görüşüp ikna eden Atatürk'e bu yetkileri, harb akademisinde strateji hocası olan 16 Mart Kahramânı (1915) diye meşhur Korgeneral Cevad Çobanlı Paşa, genelkurmay başkanı yetkisiyle verdi. Hazırlanan metni Cevad Paşa, babası olan âmiri harbiye nâzırı Mareşal Şâkir Paşa'ya imzalattı. Sadrâzam Dâmâd Ferîd Paşa onaylayınca hükûmet kararı haline geldi. M. Kemal Paşa, ordu komutanlarının görev yerlerine giderken başkomutan olan padişahı ziyaret etmesi protokolünü yerine getirerek İstanbul'dan ayrıldı. Dâmâd Ferîd Paşa, 14 Mayısta M. Kemal Paşa'yı Nişantaşı Sadâret Konağı'nda akşam yemeğine çağırdı. Yemekten çıkarken Cevad Paşa "Bir şey mi yapacaksın Kemal?" deyince Atatürk "Evet Paşam bir şey yapacağım" diye cevap verdi. Sultân Vahîdeddîn'e askerî selâmla veda ederken "Muvaffak ol Paşa" hitâb-ı şâhânesine muhâtap oldu.