Dün sabahın ilk dakikalarında, saat 02'ye doğru, ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, Abdullah Gül'e telefon açtı. Irak operasyonu için B Planının uygulanacağını söyledi. Şu demek oluyor: Türkiye topraklarından Kuzey Irak'a ikinci cephe açılmasından vazgeçilmiş. Niçin? Hükûmetimizin, sabır taşını çatlatan, bir marifet sanılan, bir süper devlete asla tatbik edilemez oyalama politikası yüzünden... A Planında mevcut büyük sayıdaki Amerikan askerinin Diyarbakır merkezli uzun konaklamaları sakıncalı görüldü ise, bu endişeyi anlamak mümkündür. Şu şart ile ki, aylar önce Amerika'ya bildirilmeli idi. Bekletmek yakışıksız, üstelik tehlikeli idi. Zira bekleteni bekletirler. Bugün Washington'da en fazla aleyhinde konuşulan iki devletten biri Türkiye'dir (diğeri Fransa'dır) Ne diplomasi değil mi? Ankara'nın yorumu, her kafadan ayrı ses çıktığı için pek belli değil. ama Washington'ın bizi artık stratejik müttefik görmediği kesindir. Olanca güvenilirliğimizi yitirdik. Türk dış politikası için gerçek bir hezimettir ve düzeltilmesi büyük gayretlere bağlıdır. Irak operasyonuna destek veren 30 dost devlet arasında sayılıp sayılmıyacağımız ise, hava sahamızı -inşallah Fransa'dan önce- açmamıza bağlıdır. Amerikan hava kuvvetlerinin vuruşundan sakınabilmek için gerekli şifre, muhtemelen Türkiye'ye verilmiyecektir. Bu takdirde ordumuzu Irak'a sokup tehlikeye atmayız. Bahis konusu şifre, artık Birleşik Amerika'nın sayemizde yeni stratejik müttefikleri olan peşmergelere kesinlikle verilecektir. ABD ile aramızın açılması için barış yaftası altında bizde yapılan yoğun faaliyeti de unutmamak gerekir. Bu tablodan ne çıkar? sorusu, bundan sonraki yazılarımızın ağırlıklı konusudur. Zaten Amerikan bombardımanı bu haftanın sonuna doğru, meselâ cumartesi-pazar gecesi başlıyor. Bu gece başlıyacağını söyliyenler bile var...