Avrupa Birliği'ne giremeyen Türkiye'nin Amerika'ya bağımlılığı artar. Hattâ NAFTA üyesi olmamız gerekir. Zira Avrupa Birliği'nin alternatifi NAFTA'dır. AB'ye giremeyen bir Türkiye, elbette demokratik ve ekonomik reformlarını sürdürecek, daha da hızlandıracaktır. Bugünkü durumun devamı kesinlikle mümkün değildir. Biribirine hiç benzemeyen kişiler ve zümreler, çeşitli sebeplerle, AB'nin karşısındadır. Milletimizin dörtte üçü ise, Avrupa standartları olmadan, bugünkü halimizle, yoksulluğu yenmemizin, demokratik haklara erişmemizin imkansızlığını artık kat'iyetle anladı. Bütün oylar, bu anlayış istikametinde akacaktır. Bütün partilerimiz bu gerçeği kavramalıdır. Anlamakta zorluk çeken, barajın sularında kaynayıp gider. Aslında Avrupa standartlarından zararlı çıkacak hiçbir zümre ve kuruluş yoktur. Bunu anlatmamız gerekiyor. Ancak bu düzende, soyguncularla hortumcular, üç kağıtçılarla yalancılar yüzde ondan fazla yer alamıyor, onlar zarara uğrayacaklar, menfur mesleklerini sürdüremeyeceklerdir. (Yüzde on nisbeti hem AB, hem de ABD ortalamasıdır, aşağıya çekmeye çalışıyorlar.) Hele, yanlış düşünceleri istikametinde askeri kışkırtmak, demokrasiye alenen karşı çıkmaktır. Zaten sonuç vermeyeceği için boşuna çabadır. Türk subayı, bütün belli başlı inkılâplarımızda öncü olmuştur. Hem imparatorluk, hem Cumhuriyet devirlerinde. Zaten bugün Silahlı Kuvvetlerimiz, Türkiye'nin hem en düzenli, en modern, hem de dünya çapında güçlü kuruluşudur. Hem AB, hem ABD ile çok iyi ilişkiler kurabilen bir Türkiye'nin istikbali için endişeleneceği bir şey kalmaz. Bir Avrupa devleti olduğumuz muhakkaktır. ABD'ye karşı çıkmamız ise mantık sınırlarını aşmamalıdır. ABD, Avrupa'yı ve bu arada Türkiye'yi, komünist istilasına karşı korudu. Kaldı ki, dünyanın birinci devletine çatmak, beceriksizliğin daniskası ve budalalığın dik âlâsıdır. Zira sonuç bellidir. Dünyanın birinci devleti ile âhenkli hareket edebilen devletler, kazançlı çıkarlar. Yüksek diplomasinin gereği budur. Tarih kanunları da böyle işlemiştir. AB ile ABD arasında denge kurabilmek, başarılı politikadır. Türkiye'nin bu beceriyi gösterebilmesi lâzım.