Hükûmet, Amerika Birleşik Devletleri'nin Irak'taki PKK'yı silâhsızlandırıp tecridini istemekte devam ediyor. Bu istek yıllardan beri hemen her Türk-Amerikan görüşmesinde tekrarlanıyor. Aynı cevap alınıyor. Amerika küçük vaadlerde bulunuyor. PKK'nın üstüne gidemiyor. Zira önce Ankara'nın, muhtemel bir Suriye ve İran harekâtında Amerika'nın yanında bulunup bulunamıyacağı öğrenilmek isteniyor. Türk hükûmetinin Irak harekâtında Amerika'ya tam destek verip büyük hazırlıklar yaptırdıktan sonra kararın Yüce Meclisimiz'den döndürülmesini unutmuyor. Ankara, İran ve Suriye ile çatışma başladığı takdirde gene yan çizerse, Amerika, Ermeniler'i ve Kürtler'i yanına almaya kararlıdır. Onun için kendini şimdi Ankara karşısında boşlukta hissediyor. PKK'yı terör örgütü ilân etmiş, Avrupa'ya da ettirmiştir. İlerisine gitmiyor. Biz, Amerika'nın durumunu anlamazlıktan geliyoruz. Vaz geçsek iyi olur. Zira Washington'dan, bu konuda Irak başbakanına, Kuzey Irak otonomisine müracaatımızı istemek gibi acayip öğütler alıyoruz. PKK'yı Türkiye içinde bitirmeye bakalım. Güneydoğu halkının üzerinden PKK korkusunu kaldıralım. Asayiş, iç güvenlik demektir. Asayişin sağlanması, devlet olabilmenin şartıdır. Büyük şehirlerimizde asayiş bozulmuştur. Başaramayan vali, kaymakam, savcı, emniyet müdürü, derhal değiştirilmek gerekir. Başbakan Tayyip Erdoğan, AB kriterlerini bozmaksızın, fakat İngiltere gibi ülkelerde teröre karşı uygulanan radikal tedbirleri de getirerek, asayişi düzeltmeye kararlı görünüyor. Kararlılığı nisbetinde millî destek görecek, bir seçim daha kazanabilecektir. Aksi takdirde turizm, ekonomi, vatandaş ve politika, zarar görecektir.