Açılım açılırken

A -
A +

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin salı oturumu, iktidar ile muhalefetin en aşırı dozda çarpıştıkları celselerden biri olarak demokrasi tarihimize geçecek. Milletvekillerinin pankart açması gibi, Meclis'in saygınlığına halel getirecek bir eylem de gerçekleşti. Pankart açanlara bir şey sağlamadı bu davranışı kimse beğenmedi. Tartışma konusu, muhalefetin, Atatürk'ün vefatının yıl dönümünde, hükümetin, radikal bir reform tasarısını sunmak istemesidir. Geleneğimizde, 10 Kasım veya başka bir gün yas tutmak, başka iş yapmamak gibi bir ilkellik yoktur. İki cümlede bir Atatürk'ün yüce ismini anarak politika yapanların savundukları tez ne olursa olsun, bıkkınlık ve küçümsemeden başka bir etki oluşturmayacağını anlamaları gerekiyor. Ama, muhalefetin ne yapacağını bile bile Açılım'ı bir gün sonraya bırakmamak hata idi. Okuyucu, 'Açılım'ın anlamını ısrarla soruyor. Reform yerine kullanıldığı açıktır. Reform, Avrupa tarihinde çeşitli anlamlar taşıdığı ve Frenkçe olduğu için "Açılım" denmiş. Tanzîmât, ıslâhât gibi bizim 19. yüzyıl terimlerimiz de Arapça çoğuldur beğenilmemiş. Kürt sorununu çözümleyecek demokratik açılım tasarısı, cuma günü Sayın Başbakan tarafından Yüce Meclise sunulacak. Muhalefet, karşı görüşlerini bildirecek. Ne diyecek? Şiddetle ve alabildiğine suçlayarak eleştirecek. Ama nasıl yapılması gerektiğini söylemeyecek. Bu da, hiçbir şey yapılmasın, problemler zamana yayılarak çürümeye bırakılsın anlamına gelecek. İşin kısası şudur: 27 akıllı Avrupa devletinden aşağı çizgiye düşmeyeceğiz. AB kriterleri neyi gerektiriyorsa, kabûl edip hemen uygulayacağız. AB kriterlerinin gerektirmediği, Kürtleri veya başka kökenli Türkleri asla azınlık statüsüne indirgemeyeceğimiz kesindir. Büyük Kürdistan'ı kafalarına koymuş İmralı'dan talimat alanlar beğenmeyecekler, pazarlığı sürdüreceklerdir. Ama işte böyle olacak. İktidarın işi zordur. Cuma günü soğukkanlılıkla davranacağı muhakkaktır. Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından sürekli aldatıldıkları kompleksini yaşayan muhalefetin, Açılım'a katılmak için zerre kadar niyeti olmadığı, böyle bir ihtimalin asla bulunmadığını kabul etmek gerekiyor. Yarın PKK'lıların nasıl döneceklerini ele alacağım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.