Ak Parti'nin durumu

A -
A +

Ak Parti, hiç küçümsenmeyecek bir destekle iktidara geldi. Ana ve tek muhalefet partisi, sol ağırlıklı medya, iş âlemi, üzerinde o derecede konuşulan partiye âzamî yumuşaklıkla davranıyorlar. Şimdi Ak Parti, bu şansını mutlaka kullanmak durumundadır. 1950'de Adnan Menderes, 1965'te Süleyman Demirel, 1983'te Turgut Özal gibi demokrasi hayatımızın her konuda Türkiye'ye damgasını vuran üç büyük liderinin, yüzde 50'yi aşan oylarına rağmen, ne büyük engellere muhatap olduklarını hatırlatıyoruz. 1965'te aldığı yüzde 53 oyu 1969'da yüzde 47'ye düştüğü için, muhalefet lideri İsmet İnönü, Meclis kürsüsüne çıktı, Adalet Partisi'ne azınlık iktidarı dedi. Bu itham, 1965-69 arasında Türkiye'nin madde coğrafyasını ikiye katlayan bir başbakanın yüzüne karşı yapıldı. Zaman dilimlerine bölerek keskin vaatlerde bulunan Ak Parti'nin yaptıkları ve yapamadıkları, hemen önümüzdeki aylarda, ince terazilerde tartılacak, hassas kronometrelerde ölçülecektir. Ak Parti'nin zaferi, Recep Tayyip Erdoğan'ın eseridir. Sayın Erdoğan'ın iktidarın başı bulunduğu, ABD ve AB ülkelerinde, yani bütün demokrasi dünyasında kabûl edildi. Türkiye'de münakaşa mevzuudur. Bu münakaşa akıllı, sistemi incitmeyecek, ancak süratli bir çözüm bekliyor. Sadece yüzde 10'unun parlamento tecrübesi olan bir Meclis'te bazı zorluklar ve acemilikler sergilenebilir. Ak Parti, bunları aşmak durumundadır. Radikal reformlar, iktidarın ilk aylarında gerçekleştirilmediği takdirde, zamanla tavsar. Radikal hatalar da ilk aylarda yapılır. 90'lı yılları hây ve hûy ile harcadık. Önümüzdeki dönemde telâfiye mecburuz. Potansiyel mevcuttur, hüner harekete geçirebilmektir. Millet hayatında teferruat kabîlinden bir gelişmenin, bütün mekanizmayı bozabildiği bir ülkede yaşıyoruz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.