Amerika'nın Afganistan'ı Taliban ve Irak'ı Saddam vahşetinden kurtardığı âdeta unutuldu. Bu iki rejim, kendi öz halklarına kıyım uygulayan çağ dışı, ilkel ve vahşi yönetimlerdi. Bu iki önemli ve tarih dolu ülkeyi kolaylıkla işgal eden Amerika, iyi yönetim getiremedi. Anarşi oluşturdu. Demokrasi getirmek iddiası kargaları güldürdü. Afganistan ve Irak halklarını düşman toplumlar hâline koydu. Bu bölücülüğü siyaseten yaptığı bile ileri sürülüyor. Amerika'nın Afganistan ve Irak'ta tarihe ve mukaddesata saygısızlığı ise, pek çok ülkede Amerikan aleyhtarlığını zirveye çıkardı. Türkiye'de insanlarımızı derinden incitti, küstürdü. Taliban, Buda heykellerini topa tutmak alçaklığını irtikâb etti. Amerika, Hazret-i Ali'nin ve İmâm-ı Âzam'ın türbelerini bombardıman etti. İnsan ırkının ilk medenî tezahürlerinin eserlerini toplayan Bağdad müzesini yağmaladı. Bu davranışın, ABD tarihinin en lekeli sayfalarını oluşturacağından Amerikalılar gafildir. Ben tarihçi hükmünü veriyorum. Zira bu gibi hareketlerin askerî ve politik gerekçeleri yoktur. Çıplak vandalizmdir. Türkiye'de aşırı solun tamamı ile aşırı sağın önemli kısmı, merkezi de şiddetle etkileyerek, anti-Amerikan duyguları zirveye çıkardı. ABD ile müttefik olduğumuz âdeta unutuldu. Bu aleyhtarlık, yerli yersiz sürekli körüklendi. Menderes ve Özal gibi büyük devlet adamlarımızda açıkça görülen Birleşik Amerika'yı gelişmişliğin zirvesi şeklinde algılayarak model almak heyecanı gittikçe söndü. Az mübalağa ile şimdi sadece Hollywood filmlerini sevdiğimizi söyleyebilirim. Türk-Amerikan stratejik ittifakının bize sağlayacağı imkânlar kaale bile alınmaz hâle geldi. Gerçi 1945'te Rus komünizmini dünyanın başına belâ eden Roosewelt'in kör politikasıdır. Ama Türkiye'yi esirgeyen, dünyayı komünizm hakimiyetine düşmekten koruyan güç de Amerika'dır. Komünizmin dünya hakimiyetine bizde aydın ve akıllı geçinen nice insan inanmıştı. Bugün Washington, İsrail'i kanatları altına almıştır. Ama İsrail'i Şam'a girmekten, düşmanı ülkeleri bombardıman etmekten alıkoyan da Amerika'dır. Arap ve Müslüman devletler değildir. Bugün bize düşen, Washington'da üzerinde anlaşmaya varılan stratejik vizyonu hayata geçirebilmek hüneridir. Dünyanın 1. devleti ile anlaşamayan bir politika, kör bir politikadır. En büyük millî menfaatlerimize halel verir. Pek çok işimizde yaptığımız gibi bu konuyu da çürütmeyelim.