Amerika ne yapıyor?

İstihbarat örgütlerinin yaptıkları akıl almaz eylemler, nice romanlara ve filmlere konu olmuştur. Kendilerini değil ülkelerinin yasaları ile, basit insanlık kuralları ile dahi mukayyet görmeden davranan kişileri bünyelerinde barındırabilmişlerdir. İşkencenin bile namuslusu ve alçakçası olabilmektedir. Şimdi cihan devleti ABD, böylesi ile itham altındadır. Bu ithamın altından kalkamadığı takdirde, Arz sathında Amerika'ya nefret öylesine genleşir ki, savaş hâlinde bulunduğu terörden duyulan nefretle eşitlenebilir. Resimleri yayınlanan türden işkence, Amerika'yı ve İngiltere'yi küçük düşürür. Savaş, mazeret oluşturmaz. Ordunun, istihbarat teşkilâtına söz geçirememesi bahis konusu değildir. Suçlular derhal mesleklerinden atılarak ağır cezalara çarptırılmalıdır. Öyle sıradan cezalar, bilakis infial uyandırır. Amerika'ya, İngiltere'ye pahalıya patlar. Prestijleri kırılır. Kendi vatandaşlarına karşı bile mahcub olurlar. Amerika'nın Irak'ı işgale, tarihin ilk medeniyetlerinin eserlerini müzeleri yağmalatarak başlaması, Taliban'ın Buda heykellerini topa tutması gibi dünyanın nefretini kazandı. Sonra İslâm'ın en kutsal mekânları ateş altında kaldı. Tarih ve medeniyet, ateş altındaki bu topraklarda başladı. Avrupa yazıyı ve şehirde yaşamayı, bu topraklardan iki bin beş yüz yıl sonra öğrendi. Amerika'nın bu derecede beceriksiz davranacağı kimin aklına gelirdi? ABD'nin petrolsüz kalmaya asla razı olmayacağı malûmdur. Ancak Pax Americana, bu üslûpla yürütülemez. Tarihçiler, her hâl-u kârda yürüyeceğini biliyorlar ama, Amerika nice müşkillerle karşılaşacaktır. Washington, işkence fotoğraflarının, savaştığı terör örgütlerini ne kadar memnun ettiğinin herhalde farkındadır. Hele imparatorluk yönetmiş İngiltere'nin, 21. yüzyılda insan haklarını çiğnemenin müeyyidesini bilmesi gerekir. Hâsılı Afganistan'daki gibi Irak'ta da Amerika'nın bir master planla değil, rastgele harekâta giriştiği artık açığa çıktı.