Anayasa konusu, yeni Anayasa uygulanmaya başlanıncaya kadar, gündemin ilk sıralarında kalacak. Tabiidir, yadırganmaz. Sivil anayasa, veya askerî olmayan anayasa yahut askerin yapmadığı (yaptırmadığı) tek anayasa gibi söylemler, bazı kesimlerin hoşuna gitmiyor. Biz, daha demokratik, daha çağdaş bir anayasa diyelim. Bazı değişikliklerin silahlı kuvvetlerimizin hoşuna gitmeyeceğinden çekinenler var. Benim tarih bilgim Batı'ya dönük her türlü yeniliğin, reformun, modernliğin, Osmanlı çağından beri, ilk defa ordumuzda başladığıdır. Türk subayı öncü olmuş, çağı yakalamak hususunda en titiz ve en duyarlı kesimi oluşturmuştur. Türk subayının statüsü, birtakım yazılı kurallara muhtaç değildir. Saygınlığı, halkımızın, bütün anketlerde de açığa çıkan, güvenine ve sevgisine dayanıyor. Yeni anayasa, istendiği ve bana göre gerektiği kadar kısa olmayacak. Ama eskisinden kısa olacak. Talimatname, yasakname görüntüsünden kurtulacak. Devlet yönetimini o derecede karmaşık, hatta karmakarışık hâle sokmuşuz ki, daha kısaltmanın sakınca ve boşluk doğuracağından çok çekiniyoruz. Türkçe'sini düzeltip, daha zevkli (estetik) bir dile kavuşturabilirsek sevineceğiz ama, işin en zor tarafı burası. Alternatif anayasaların hazırlandığını da duyuyoruz. Coşkun Kırca'nın 20 ayrı anayasa metni kaleme alıp dosyasına koyduğunu işitmiştim. Belki latifedir, mübalağadır. Ama birkaç çeşit anayasa yazdığı muhakkaktır. Şimdi birtakım kimseler ve kuruluşlar da acele hazırlık içine girdiler. Bana göre boş yere vakit harcıyorlar. Yeni anayasa, 1982 anayasası madde madde ele alınarak yazılıyor. Bu, yepyeni ve kısa anayasa modeli değil. İşi uzatmamak için bu yol seçildi. Daha ideal bir anayasanın öncüsüdür. Yeter ki eskisinden daha pratik ve daha demokratik olsun. Eskisini aratacağı gibi bir sakınca düşünmüyoruz. 1961 anayasası da, 1982 anayasası da Atatürk anayasasını aratmıştır. Yapılan teşebbüs ve çalışma olumludur, mutlaka gerekli idi. Önümüzdeki yılın başında halkoyundan geçip yürürlüğe girmesi, Türkiye'nin şiddetle muhtaç bulunduğu hızlı icraatı sağlayacaktır. Bir de şu önümüzdeki referandumdan kurtulabilsek... Bir formülü yok mu?