Ankara-Washington

A -
A +

Normal bir başlık atarak giriyorum. İleride bu sütunda Ankara Washigton'a Karşı veya Washington Ankara'ya Karşı şeklinde başlık yazmam ihtimali karşısında derin endişe içindeyim. Zira iki tarafın da aramızda bir şey yok, ilişkilerimiz âlânın âlâsı kabîlinden lâflar söylemesine rağmen, gerçeğin böyle olmadığının idrakindeyim. 1945'ten bu yana 60 yıl geçti. İnişler ve yokuşlardan hâlî ve masûn değilse bile, Amerika ile en girift münasebetler kurduk. Bir cihan devletini yok sayarak, hele onu karşımıza alarak politika yürütmemiz de tavsiye edilmişti, hâlâ ediliyor. 1914 kasım ayında cihan devleti İngiltere'ye Rusya ve Fransa'yı da ekliyerek savaş açtığımızı unutmadığımız için, millî şuurumuzun şaşırmayacağı hususundaki kanaatimiz sarsılmıştır. O savaş sonrasında düşman Polatlı'ya gelmişti. Bugün böyle bir ihtimal yok. Ancak sınırlarımız kapatılabilir, sınırlarımızın ötesine geçmekte nice müşkilâta maruz kalırız. O savaş sonrasında bünyemizden Mustafa Kemal Paşa'yı çıkartacak mâşerî dehamızı koruyorduk. Bugün yeni bir Atatürk çıkartma şansımız mevcut değil. Suriye ile İran'ı, Afganistan ve Irak gibi hükmü altına almak kararındaki Amerika'ya karşı çok yakın dostlarımız Suriye ile İran'ı savunmaya, bu savunma diplomatik seviyede olsa bile kalkışırsak, bu iki ülkeye faydamız olur mu ve böyle davranıyoruz diye Amerika'nın Büyük Orta-Doğu projesinden vaz geçmek ihtimali var mı? 8 Haziran'da Washington'da Başbakan Erdoğan'ın nasıl davranacağı açıkça ve son defa sorulacaktır. Müttefik Türkiye'nin Amerika'ya ne ölçüde destek vereceği öğrenilecektir. O ölçüde muamelelere muhatab bulunacağız. Bu haftanın son günü Fransa referandumunu göreceğiz. Avrupa Birliği anayasası için evet çıkacaktır ama, az bir farkla... Almanya'da Hıristiyan partileri, Sosyal Demokratlar'ın ve ortakları Yeşiller'in üzerine üzerine geliyor. Avrupa Birliği, Türkiye'yi zora koşmak gibi -kendileri için- tarihî bir hatada bulunursa, Ankara-Washington ilişkilerinin en karmaşık ve sıkı şekilde iç içe girmesi bahis konusudur. Hem Brüksel'e, hem Washington'a müdanamız yoktur diyorsak, 1200 (bin iki yüz) yıl önce bırakıp buralara geldiğimiz Çin'e avdet ederiz. Amerika ve Avrupa hakkımızı yiyorlarsa, Çin ve 900 yıl yönettiğimiz Hindistan, hakkımızı verirler. İnşaallah dış politikamız bu çeşit sapkınlıkların tutsağı olmayacaktır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.