Çok problemli önemli bir ülke olan Pakistan, Türkiye'nin ivazsız tavizsiz dostudur. Her zaman dostu idi, öyle kalacak. Başkan Müşerref ayrıca şahsen de Türkiye'yi seven bir devlet adamıdır. Türkçe konuşmaktadır. Ankara'yı kısa ziyareti bizi sevindirdi. Avrupa Birliği'nin kudretli üyesi Almanya'nın Dışişleri Bakanı Fischer, keza Ankara'dadır. Bir müddetten beri Türkiye'nin AB için önemini vurgulayan federal şansölye Schröder'le aynı paralelde konuşmaktadır. Bu suretle Fransa kalıyor. Başkan Chirac, Türkiye'nin ağırlığını bilen çok kültürlü ve çok tecrübeli bir şahsiyettir. Onun da olumlu görüşü hâlinde, 2005 yılı başında Brüksel'de üyelik müzakerelerine başlayabiliriz. Türk düşmanı olmayan, eski Dışişleri Bakanımız İsmail Cem'le gerçekten samimi dostluk kurabilecek yetenekte bir politikacı kimliğiyle Papandreu (III) keza bize yaklaşmak siyasetini sürdürüyor. Batı Trakya'da Türk okullarının ayıplanacak durumunu, Lozan Anlaşmasına göre, İstanbul'daki her derecede mükellef Rum okulları derecesine getirirse, biz de Heybeli'deki ruhban okulunu açalım. Fâtih'in, Atatürk'ün faaliyetine izin verdiği bir öğretimi biz neden yasaklayalım? Türkçe bilen Ortodoks rahipler, Amerika'dan ithal edilecek papazlardan elbette daha yararlıdır. Önümüzdeki 7 Mart'ta PASOK seçimleri kazanırsa, çekilen Simitis'in yerine başbakan olması beklenen Papandreu'nun silâhlı kuvvetlerimizin bütçesini karşılıklı azaltmak teklifini bile görüşebiliriz. AB üyesi sıfatıyla sınırları güvence altında bir Yunanistan ile, çevresinde epey kazan kaynayan büyük bir Türkiye, tabiatıyla aynı pozisyonda devletler değil. AB üyesi olunca bizim sınırlarımız da teminata kavuşacak. Türk-Yunan yakınlaşması, AB ile ABD'yi de rahatlatacaktır. Tabiatıyla Kıbrıs sorunu var. Halkımızın yüzde 76'sı AB'yi istiyor. AB'nin ne idüğü anlatıldıkça bu oran yüzde 90'a çıkar. Bu da kâfidir. Yüzde 10 muhalif her zaman kalır. AB ülkelerinde de üyeliğe muhalifler var. Müzakereye başlayınca, Türkiye çok rahatlayacaktır. Bugün feryadı basan statükocularımız, misyonu üstleneceklerdir. Biz kenara çekileceğiz. Epey de yorulduk. Statüko ile uğraşmanın muazzam ve tarih çapında yorgunluğu, bütün Türk milletinin üzerindedir.