Aralık ayına endekslenmek

Politikamız, Aralık ayına endekslenmiştir. Mart ayında Brüksel'de masaya oturup, ekonomik müzakerelere başlıyacağız. Kopenhag kriterlerinde eksiğimiz gediğimiz varsa, şüphesiz onları da gidereceğiz. Kasım ayında Birleşik Amerika'da başkan seçimleri de yapılacak. Ancak yeni başkanın icraya geçişi Ocak 2005'tedir. Bununla beraber, Bush'un tekrar seçilmesi kuvvetli ihtimaldir. Demokrat Parti iktidara gelse bile, ABD ile karşılıklı ilişkilerimizde ufak tefek düzenlemeler dışında fazla değişiklik beklenmemelidir. Demek ki, önümüzdeki aylar, Türkiye tarihinin dönüm noktalarından birini oluşturacaktır. Partiler, gündemi ellerinde tutmak için, bazı konuları ileri sürmeye heves ederler. Ki iktidar derin eleştiri konularına fırsat bulmasın. Özal bunu maharetle yaptı. Ortaya bir konu atar, haftalar boyu sıcak tutardı. Biz bunu, AK Parti'ye tavsiye etmiyoruz. Bundan kaçınması gerektiğini söylüyoruz. Şartlar başkadır, değişmiştir. Kaldı ki Özal tarzında bir yönlendirmeyi mümkün görmüyoruz. O zamandan bu yana çok geçmedi ama, inanınız insanlarımız daha bir uyanıklaştı. Avrupa Birliği'ne o kadar yaklaştık ki, Türkiye'nin birliğe adım atmasından endişelerini bertaraf edemiyen, belki hiç bir zaman edemiyecek kişiler, zümreler, kuruluşlar, ülkeler, içimizde ve dışarımızda, akla gelmez çelmeler atmaya kalkışabilirler. Tarihimizde örnekleri mevcuttur. Türk insanı gene apışıp kalabilir. Derin bir karamsarlığa kapılarak içine kapanabilir. Birleşik Amerika gibi muazzam bir devlet, nasıl Kasım ayına kadar vakit geçirmeye çalışıyorsa, elbette hayırlı faaliyetleri ertelemeden, bizim de dişimizi sıkmamızda sakınca yoktur. Meselâ Amerika gibi Büyük ve Genişletilmiş Orta Doğu süper mega projesi ile uğraşalım. Bitip tükenmek bilmez bir mevzudur. Yazı ve sonbaharı sükûnetle geçiririz.