Aralık senaryosu

Aralık ayında Türkiye, Avrupa Birliği ile müzakere tarihi alacak. Bu tarih, Mart 2005'ten geç olmayacak. Binaenaleyh 2005 yılının eşiğinde Türkiye'de yepyeni bir dönemin bütün belirtileri kendini gösterecek. Borsa değerleri, üst üste iki kriz darbesini yemeden önceki durumuna gelecek ve daha da iyileşecek. Yirmi binlerin üzerinde yerleşecek. Türk ekonomisi gerçek kıymetini bulacak. Avrupa adayı Türkiye'ye yabancı sermaye akışı başlayacak. Tabii biz de o zamana kadar Allah'ın belası bütün engelleri kaldıracağız. Avrupa ülkelerine hangi şartlarda para giriyorsa, bizde de öyle olacak. Şimdilik komünist Çin'deki kolaylıkları sağlayabilsek, o bile idare eder! Avrupa adayı bir Türkiye artık eskisi gibi terör çeteleri, pestenkerânî nevzuhur devletler, bilmem hangi yabancı kuruluşlar ve meclisler tarafından hırpalanmayacak, yerden yere vurulmayacak, hakaret görmeyecek, küçümsenemeyecek, sınırları münakaşaya açılamayacak. Tabii bu oluşum bir anda gerçekleşemeyecek. Fakat ilk emareleri bu yılın sonunda görülecek. Birkaç yıl içinde de her şey rayına oturacak. Tabiatiyle dış politikamızda düzeltmeler yapılacak. Türkiye, Avrupa devleti olduğunu unutmayacak. Birleşik Amerika ile, en iyi ilişkiler kuran Avrupa devletlerinden biri... Bulunduğumuz coğrafyadaki her devletle o ülkenin bize karşı durumu, samimiyeti, dostluk ve iş birliği arzusu ne kadar ise, aynı ölçüde mukabele edeceğiz. Ne fazlası, ne azı... Onlara rejim propagandası falan yapmayacağız. Ama demokrasimizle öğündüğümüzü de vurgulayacağız. Çok ihmal ettiğimiz Türk ülkeleri ile akla gelen her alanda iş birliğine gireceğiz. O ülkelerin Avrupa ve Birleşik Amerika ile ilişkilerini kolaylaştıracağız. Eğitim ve sağlık sorunlarını çözümlemeye karar vermiş bu şartlar içindeki Türkiye, Romanya ve Bulgaristan ile aynı zamanda tam üyelik isteyecektir. İtirazlara, neyimizin eksik olduğu sorusunu yönelteceğiz. Eksiklerimizi söyleyecekler. Biz de tamamlayacağız. Böylesine bir 2005 Türkiye'si istemeyenler bulunduğunu aklımızdan çıkarmayacağız. Hem içimizde, hem dışımızda... Böyle bir Türkiye görmekten nefret edenleri, akılsızlık, aptallık, cahillik, bağnazlık, yetersizlik, yetmezlik sergileyerek palazlandırmayacağız.