Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi ve Başkumandan Müşîr (Mareşal) Gazi Mustafa Kemal Paşa (Atatürk'ün o tarihteki resmî unvanları), 26 Ağustos'ta başladığı taarruzla 30 Ağustos'ta düşman kuvvetlerini imha etti. 9 Eylül'de İzmir'e girip savaşı noktaladı. Ankara'ya döndü. Başkanı bulunduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin huzuruna çıkıp, kendisine tevdi kılınan Başkomutanlık görevini nasıl yerine getirdiğini anlattı. Aynen şöyle dedi: "Meclisimiz'in civanmerd ve kahraman ordularının başında, bir asker sadakat ve itaatiyle, emirlerinizi yerine getirdim". Bu ne tevazu, ne vatanperverlik, ne dirayettir sevgili okuyucularım... Çok gençtim, bu nutku ilk okuyuşumda gözlerimden yaş gelmişti. Atatürk, 23 Nisan 1920'de Osmanlı meclis-i meb'ûsânından (İstanbul'dan) kaçabilenler ve Ankara'ya gelemeyenlerin yerine seçilen milletvekillerinden oluşan Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından reis (başkan) seçilmişti. Fiilen devlet başkanlığı idi. O tarihten 29 Ekim 1923'te resmen Cumhurbaşkanı oluncaya kadar üç buçuk yıl fiilen devlet başkanlığı yaptı. Bu müddetin son bir yılında padişahın hâkan sıfatı kaldırıldığı için, hukukan da devlet başkanı idi. Atatürk, Osmanlı meclisine Erzurum milletvekili seçilmiş, fakat her an İngiliz askerî işgali beklediği için (nitekim Mart 1920'de gerçekleşti), İstanbul'a gelip meclise katılmamıştı. Ankara'da milletvekilleri, tek oy farkı ile Mustafa Kemal Paşa'yı başkan seçtiler ve sonradan üçer aylık dilimler hâlinde, büyük tereddütler içinde ilâveten Başkomutanlık görev ve yetkileri verdiler. Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi, en şanlı meclisimizdir. Millî Mücadele'ye karar verip kazanan meclistir. Bu tereddütlerini mazur görmek gerekir. Zira Enver Paşa'nın gûyâ meşrûtiyet (taçlı demokrasi) olan bir rejimde anayasayı çiğneyerek meclise tahakkümüne ve şahsî tutumu ile imparatorluk yıktığına, şahid olmuşlar, o uğursuz yılları yaşamışlardı. Dünyanın en güçlü istihbarat örgütlerinin ruhu bile duymadan, tarihin seyrini değiştiren topyekûn bir muharebeyi planlayan, uygulayan, sonuçlandıran Başkomutanı, silâh arkadaşlarını, yiğit askerlerimizi, saygı, sevgi ve minnetle anıyoruz.