Atatürk'ün ölümünden bu yana 66 yıl geçti. Rüzgâr gibi geçti desem maksadı yeterince ifade etmez. Zira 66 yıl, nice fırtınalarla, hattâ kasırgalarla geçti. 1938'den, 1960'a kadar iktidarda, Atatürk'ün arkadaşları, ekibi vardı. Yerine geçen İnönü ve Bayar, Atatürk'ten ilki 3, ikincisi 2 yaş küçüktür. Her ikisi de onun başbakanlığını yaptılar. Bayar, son başbakanı idi. 1960'tan sonra, yeni bir nesil Türkiye'yi yönetmeye başladı. İnişli çıkışlı dönemler başladı. 1950-60 arasında başbakan ve Türkiye'nin gerçek lideri Menderes, Atatürk'ün yedek subayı ve milletvekili idi. Atatürk'ün bizzat seçip Aydın'dan getirterek Meclis'e üye yaptığı en büyük çapta bir devlet adamı idi. Sonra gelen büyük devlet adamları, Demirel'le, Özal, Cumhuriyet çocuklarıdırlar. Osmanlı dönemini hiç yaşamamışlardır. Dün Atatürk'ün 66. yılı daha bir akılcı zihniyetle yapılan konuşmalarla geçti. Sayın Genelkurmay Başkanı'nın sözleri, Atatürk'ü ifade eden en veciz, en özlü ve tarih bakımından doğru, hedef gösteren cümlelerden kurulmuştu. Sayın Başbakan keza samimi, güzel sözler söyledi. Sayın Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, Atatürk'ün çağdaş uygarlık düzeyine erişmek, Türkiye'yi bu seviyeye çıkarmak için çalıştığını vurguladı. Ve Atatürk'ün Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kurucu ilk başkanı olduğunu belirtti. Türk politika ve fikir dünyasının akılcılığa kayması, son derecede olumlu bir gelişmedir. Tabu hâlinden çıkartarak milletimiz için en doğru hedefi belirten büyük bir tarihî şahsiyet olarak, yani doğru üslûpla Atatürk'ü sunmak, Atatürk sevgisini yayar, genişletir. Aksi davranışlar, bu sevgiyi daraltır, azaltır ve şüpheli duruma sokar. Bu vesileyle Atatürk'ü büyük bir devlet adamı, fakat tabuluktan çıkartıp insan hüviyetiyle ilk defa çok kudretli bir kalemle sunan Falih Rıfkı Atay'ı saygıyla anıyoruz. Atatürk'ü tarihimizin tek büyük adamı ve onun dışında kalanları küçükler olarak ele alan, tarih bilgisinden nasipsiz kişiler, Atatürk'ü yanlış anlamışlar ve anlatmışlardır. Türk'ü küçültmüşlerdir. Türkiyelilik icadına kalkışmışlardır. Bu da, Atatürk felsefesinin temeline dinamit koymak demektir.