Avrupa Birliği, 25 üyesi, 2 üyeliğe hazır adayı, 2 üyelik hazırlığında (Türkiye ile Hırvatistan) devlet ile, tam bir bekleme dönemi yaşıyor. Bir ay daha bekleyecek. 29 Mayıs Pazar günü hulûl edecek ve inşallah küçük kıyamet kopmayacak. Zira o gün, Fransa'da AB anayasası için referandum yapılacak. Şimdiden yapılan tahminlerde hayır demeye niyetlenenlerin yarıdan fazla olduğu yazılıp söyleniyorsa da, 30 gün var, durum değişebilir. AB anayasası reddedilirse ne olur? Chirac'ın üçüncü kez cumhurbaşkanlığı adaylığı artık ağıza bile alınmaz. Fransa'da 5. Cumhuriyet rejimi muhtemelen sona erer. 6. Cumhuriyet'in hazırlıkları başlar. 4. Cumhuriyet'in parlamenter esaslarına dönülür, yarı başkanlık sistemi sona erer. Avrupa Birliği'nin sözcülüğü Paris'ten Berlin'e geçer. Avrupa Birliği sarsılır. Chirac böyle bir sonuç Fransa'yı Avrupa'dan tecrîd eder (ayırır) dedi. Bu durumu Türkiye ve Türk yahut Müslüman korkusu ile açıklamak yetmez. Fransa'nın sosyal şaşkınlık içinde bulunduğunu açığa vurur. Paris Kontu, tahta çıkmaya hazır olduğunu dahi beyan edebilir. Hâsılı Avrupa'da, dolayısıyla dünyada dengeler değişir. Birleşik Amerika'nın cihan devleti durumu perçinleşir. Biz Türkiye elimizden gelen desteği veriyoruz. Fransa küçümsememelidir. AB ile ilişkilerimizi mayıs sonuna kadar beklemeye aldık. Daha ne yapılım? Dışişleri Bakanı Başbakan Yardımcısı Sayın Abdullah Gül, AB-Türkiye Ortaklık Konseyi toplantısının yapıldığı Lüksemburg'dan keyifli döndü. Bu arada büyük dostumuz Rusya'nın federal meclisi Duma, Ermeni, soykırım falan fıstık diye bir şeyler geveledi. Rusların yaptıkları soykırımları, yirmi milyon Türk vatandaşını nasıl öldürdüklerini, bütün Polonya subay ve astsubaylarını Katin Ormanına götürüp bir günde katlettiklerini Yüce Meclis'imizde müzakereye kalkışsak acaba dünya barışına hizmet mi olur? Rusya gibi en büyüğünden Ermenistan gibi en küçüğüne kadar devletler hadlerini bilmezlerse, 'üçüncü Milenyum'da "cehennem provaları" başlar!