Azınlıklara dair

Azınlıklar meselesi, İkinci Cihan Savaşı'nın (1939-45) sebeplerinden biridir. Birinci Cihan Savaşı (1914-18) Avusturya-Macaristan, Almanya, Rusya ve Türkiye (Osmanlı) gibi 4 büyük, tarihî ve millî imparatorluğu dağıtmıştı. Asırlar boyu birlikte yaşayan kavimler dördü de savaştan yenik çıkan bu imparatorluklardan kopup küçük devletler oluşturdular. Galip devletler (İngiltere, Fransa, İtalya) sınırları öyle garip şekilde çizdiler ki, her kavim diğerine düşman kesildi. Bu sınırlar, tarihçi olmayanların sandıkları gibi yalnız Türk imparatorluğundan ayrılan Orta Doğu'da değil, Orta Avrupa ve Balkanlar'da da, akıl, hak ve hukuk dışı bir anlayışla ve cebren çizildi. Demek istiyorum ki, Avrupalılar, azınlıklara meraklıdırlar. Küçük kavimlerle büyüklerini hem kendi aralarında, hem biribirleriyle hasım hâle getirmişlerdir. Bugün barışın ve dünya sulhunun şampiyonu olan Avrupa'da aynı zihniyetin sürdüğünü söylemek mümkündür. Asırlarca tamamen iç içe yaşadığımız Alevî Türkler'i, Kürtler'i azınlık ilân etmek, yapay azınlıklar oluşturarak onları eşit vatandaşlık çizgisinden koparmak ne demektir? Osmanlı'da veya Cumhuriyet'te her kavimden, her dilden, her din ve mezhepten insanlarımız, hürriyet içinde yaşamışlardır. Her makama gelmişlerdir. Bugün de Türkiye'nin, Fransa'nın ana dilleri Fransızca olmayan milyonlarca ve milyonlarca vatandaşına verdiği hakların zerre kadar eksiğini, kendi bünyemizde uygulamaya niyetimiz yoktur. Niyet ne kelime, böyle bir şey aklımızdan geçmez. Aklımıza getirmek isteniyor ama, zihniyetimiz buna müsait değildir. Avrupalılar müsterih olsunlar. Fransa'da Almanca, Flamanca, Brötonca, Korsika İtalyancası, Baskça, Katalanca konuşan otokton (o toprakların yerlisi) veya Lehçe, Ermenice gibi göçmen dilleri konuşanlara Fransa'nın verdiği ve tanıdığı bütün haklar, bizde de tanınacaktır. Fransa'dan asla aşağı kalmayız. Bunların hepsine Fransa'da Fransız dendiği gibi bizde de Türk denmektedir ve denecektir. Ayrıca kavim adlarını kullanmalarına ve kültürlerini yaşatmalarına engel değildir. Türk olmak için Türk kanından gelmek gerekmiyor. Aksi takdirde tarihimiz alt üst olurdu. Bütün Avrupa devletlerinin tarihi alt üst olurdu. Hâsılı bizim kendi halkımızı parçalara bölerek haklarını sınırlamak gibi durumumuz yoktur. Bu hususta Avrupa'ya, birkaç asır takaddüm ederiz.