Lojman satılması, milletvekili statüsünün ıslahı, bakan sayısının indirilmesi, reformdur. Milletvekillerinden bakan yardımcısı atamak reform değildir. Her millet inkılâp dönemlerinde bu kabil gösterişlere, yanılgılara düşmüştür. Milletvekilleri arasından bakan yardımcısı atanması için, 1960'larda Sayın Süleyman Demirel de ikna edilmek istenmişti. Kanmadı. Meclis'te ve parti içinde doğacak anarşiyi hemen kavradı. Bütün milletvekilleri biribirine eşittir. Hiçbir milletvekili, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı dahil, diğer bir milletvekiline emir veremez. Liderlerin emirleri, parti genel başkanı sıfatlarından kaynaklanır. Bu inceliği, demokrasilerde parlamentonun nasıl işlediğine vâkıf her politikacı bilir. Bakan ve bir bürokrat olan müsteşar arasında milletvekili bir bakan yardımcısı atamak, o bakanlığın bütün, ama bütün işlerini karmaşık, hattâ karmakarışık hâle getirir, başka hiçbir şeye yaramaz. Bakanın, bakanlığındaki otoritesini kırar. Bakanlığı iki başlı hâle dönüştürür. Yüksek bürokratlar, bakanın ve yardımcısının adamları olarak iki hizbe bölünür. Başbakan, hükûmet, hattâ Meclis, yara alır. Bir yardımcılık kapmak için milletvekilleri, başbakanı rahat bırakmazlar. Aynen böyle olur. Kimse bu sistemin bazı ülkelerde işlediğini söylemeye kalkışmasın. Bakanla yardımcısının biribirinden nefret edeceği bu sistem, yardımcı için ofisler, sekreterler, telefonlar, bilgisayarlar, otomobillerle, çok büyük harcamalar gerektirir. Bakan sayısını azaltarak elde edilecek tasarruf buraya gider. Bakan yardımcısı, başbakana ve milletvekili arkadaşlarına sürekli bakanını kötüler, yalan yanlış haberler iletir. Bizden söylemesi... Ancak politikacılar, herkesten akıllıdır. Kendi bildiklerini okurlar. Zaman gelir, şikâyete, hattâ ağlaşmaya başlarlar. Bu sistemi kurunuz, bakınız ne yoğun eleştiriler alacaksınız...