Barzani Türkiye'de

Türkiye, iki büyük konuya odaklanmış durumda: Yeni bir anayasa ve Kürt-PKK sorunu. Hükûmetin Kürt ve PKK konularını biribirinden ayırması doğru politikadır. PKK'ya gelince, böyle bir örgütü kabullenecek dünyada hiçbir devlet yoktur. Kürtler ise, 1000 yıldan beri iç içe yaşadığımız, milletimizin ayrılmaz parçasıdır. Kürtçe konuşan ve çoğunluğu -Araplar gibi/ Sünnî-Şâfiî olan kitle, Türkiye, Irak, Suriye ve İran'da yaşıyor. 1918'e kadar Irak ve Suriye, Osmanlı Türkiyesi'ne dahildi. Yani devletimizin Kürçe konuşan nüfusu çok daha fazla oranda idi. İran Kürtleri zaman zaman Osmanlı yönetiminde kaldılarsa da sonunda İran'ın parçası oldular. Birinci Cihan Savaşı'nda (1914-18) Doğu Anadolu'da Ermeniler ayaklandılar. Taşnak ve Hınçak çeteleri yönetiminde, erkekleri askere alınmış Kürt köylerini, hattâ Van gibi önemli şehirleri basıp yüz binlerce Kürt'ü öldürdüler. Akıllarınca o topraklarda Büyük Ermenistan kurulacaktı. 1917 tehcir'i (zorunlu göçü) bunun üzerine yapıldı. Güney eyaletlerimize gönderilen Ermeniler, yol boyunca Kürt atlıları tarafından vuruldu. Buna rağmen bazı Kürt aşîret reisleri, Ermenileri destekleyen savaştığımız Batılı devletlerle ilgi kurmaya çalıştılar. Biri Barzani aşiretinin reisidir. Irak'ta 6. Ordumuz, İngiliz kuvvetleriyle cehennem savaşı içindeyken, İngilizler'e askerî durumumuz hakkında bilgi sızdırdı. Bu kişi, bugünki Mes'ud Barzani'nin amcasıdır (Mes'ud'un babası Molla Mustafa Barzani'nin ağabeyi). Musul eyalet valisi olan ünlü şair Süleyman Nazif Bey, vatana ihanet suçundan Barzani'yi tutuklattı, bir celselik askerî yargıdan sonra idam ettirdi. Yerine Molla Mustafa Barzani, aşiret reisi oldu ki bugünki Mes'ud Barzani'nin babasıdır. Türk milliyetçi hareketinin önde gelen isimlerinden olan Süleyman Nazif ise, Kürt Ziya Paşa'nın oğludur. Bağdad ve Basra eyalet valiliklerimizi de yapmıştı. Mes'ud Barzani bugün, kuzey Irak'ın orta doğu kesimlerinde oluşturulan bölgede otonom bir Kürt devleti kurmaya çalışıyor. Bölgeyi kalkındırıp çok eski bir Türk kültür merkezi olan Erbil'i modern bir başkent hâline getirmek istiyor. Destekliyoruz. Kerkük petrol sahasını da kapıvermeyi, Kürtler'in Kızıl Elması hâline getirdi. Şimdiki Bağdad merkezi yönetimi geniş ölçüde Kürtler'in ve Barzani'ni rakıybi Talabani'nin elinde ise de bu durum kesinlikle geçicidir. Hükümetimizin Barzani ile iyi ilişkiler kurması doğrudur. Elbette Barzani'nin pankürdist tutumundan asla vaz geçmeyeceği biliniyor. Yarın konunun başka cephelerini ele alacağım. En büyük dinî bayramımız, milletimize kutlu olsun.