Sayın Başbakan'ın cumhurbaşkanı statüsü ve gereken vasıfları üzerinde uçakta gazetecilere ayaküstü önemli beyanatı, her çeşitten yorumlara, tefsirlere, şerhlere konu oldu. Herkes bir şey yazıp söyledi. Hemen hemen bir edebiyat oluşturacak çizgiye geldi. Alâkanın bu derecesi acaba hangi endişelerden kaynaklanıyor? Sayın Erdoğan, cumhurbaşkanı seçimi konusunda konuşmamakta uzun zaman direndi. Daha çok erkendi. O zamana kadar şartlar değişebilirdi. Üstelik cumhurbaşkanımıza saygısızlık sayılabilirdi. Şimdiden karar vermemesi, siyasî ihtiyata uygundur. Ama gazeteciler ve politikacılar, o derecede baskı yaptılar, sabırsız davrandılar ki, Başbakan bıktı. Artık konuyu kapatmak ümidiyle bir şeyler söyledi. Ancak konu kapanmış görünmüyor. Hattâ seçim gününe kadar gittikçe yoğunlaşacaktır. Sayın Erdoğan'ın tarifi bana göre muğlâktır. Genel şeyler söylemiştir. Ancak çoğunlukla, kendini tarif ettiği ileri sürüldü. Bununla beraber o tarife uygun pek çok kişi olduğu muhakkaktır. Başbakanın, kendisi dışında herhangi bir AK Parti'liyi ima ve işaret etmesi bana göre mümkün değil. Zira bizde bir genel başkan, kendi partisinden kendisi dışında cumhurbaşkanı adayı göstermez ve seçtirmez. Geçmişte bir istisnası varsa da, sonuç vermemiştir. Cumhurbaşkanlığı için bu kadar erken yaygara koparılması, Sayın Erdoğan'ın talip olması ihtimaline karşı değildir. Daha doğru ifadeyle, çok daha kapsamlıdır. AK Parti dışındakiler, AK Partili herhangi bir adayı, Millî Görüş kökeni şüphesi dolayısıyle, istemiyorlar. AK Parti'nin, millî iradenin çoğunluğunu oluşturmadığını ileri sürenler de vardır. Genç ve enerjik bir liderin, başbakanlığı ve fiilî politikayı bırakıp icra değil onay makamı olan Çankaya'ya çıkmasını münasip görmeyenler de mevcuttur. AK Parti içinde önemli bir grup bile bu fikirdedir. Hattâ Erdoğan giderse, partinin bölünüp küçüleceğini, parçalanacağını söyleyenler çoktur. Yürürlükteki Cumhurbaşkanlığı statüsü, reforma muhtaçtır. Seçim statüsü ise, tehlikeli şekilde sakattır. Önemli konular bunlardır. Zamanı gelince mutlaka seçilecek cumhurbaşkanı meselesi ikinci derecededir. Emin olunuz böyledir. Kimse Türkiye cumhurbaşkansız kalır diye endişe etmesin!