Ana muhalefet lideri ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal istifa etti. Milletvekilliğinden istifa ettiğini ise söylemedi. Baykal, istifa sebebi kaset için (son iki haftada yapılmış) dedi. Olayı (hukuk ve ahlâk dışı bir komplo) ve (siyasî bir düzenleme) şeklinde değerlendirdi. Hukuk ve ahlâk dışı olduğunu Başbakan Tayyip Erdoğan ve yardımcısı Bülent Arınç da ifade ettiler. Baykal, buna rağmen iktidardan habersiz böyle bir tertibin mümkün olmadığı iddiasında bulundu. Bu, ağır bir suçlamadır. Zira kasetin şantaj ve maddî menfaat için düzenlendiği açıktır. İçeriğinin gerçek mi, montaj mı olduğunu Baykal belirtmedi. (Eski bir kasettir) söylemini özenle reddetti. Kaseti günümüzün siyasî konjonktürüne bağladı. Siyasî ortam gerçekten az görülmüş bir şiddet derecesine ulaşmıştı, hâlâ öyle... Kasetin iktidar partisinin müsamahası ile yapıldığı iddiası kabûl edilemez. Kasetin CHP camiasında Baykal karşıtlarınca hazırlatılması ihtimali ise vârittir. Bir teşekkülün, bir müteşebbisin (girişimcinin) işi olması da muhtemeldir. Hükûmet, bu kaset konusunu aydınlığa kavuşturmalıdır. Mesele yargıya falan bırakılırsa zaman alır. Karşılıklı suçlamalar, vatandaşı vahîm derecede rahatsız eder. Cumhuriyet Halk Partisi seçimlerde (işte başbakan adayınız) diye vatandaşa sunacağı bir politikacı bulmakta çok zorlanacaktır. CHP'nin 22-23 Mayıs büyük kongresinde yeniden Baykal'ın başkanlığa davet edilmesi ihtimali mevcuttur. Başkan Clinton, mâhut Monika skandalından zorlukla yakasını kurtarmıştı. Komplonun ardında İsrail vardı. Baykal komplosunun arkasında da dış etkenler hatıra gelebilir. Bu ahlâk dışı kaset yayınının Halk Partisi'ne genel seçimlerde oy getirmesi ihtimali bile düşünülebilir...