Bayram öncesinde Türkiye, ümitli bir döneme girdi. Yeni Türk Lirası benimsendi. Borsa rekor üzerine rekor kırdı. Dışarıda Türkiye'nin ekonomide güvenilirlik puanı yükseltilmek üzere. Hükûmet, ekonomiyi iyi götürdü. Avrupa Birliği'ne kararlılıkla hazırlanıyor. AK Parti'ye oy veren ve vermeyen vatandaş, ümitle daha iyi günler bekliyor. Şu sıralarda iç ve dış politikada bir sakarlık oluşmazsa, şubat ayına sağlıklı gireceğiz. Nasıl bir sakarlık? diyorsanız, rejim üzerinde münakaşalar, gizemli beyanlar, velhasıl bu gibi tutarsızlıklar olabilir. Bunlar yapılmamalı. AK Parti, şansını iyi kullanmalı. Ben demokrasi tarihimizde, 1945'lerden bugüne, bu derece muhalefetsiz bir iktidar hatırlamıyorum. Ama muhalefet partisi, olağanüstü kurultay diyor, başka bir şey diyecek hâli yok. Meclis dışı diğer bir partimiz, bula bula, Fâtih Sultan Mehmed Han efendimizden bu yana Rum vatandaşlarımızın her yıl yaptıkları bir dinî gösteriyi vatan elden gidiyor havası içinde eleştiriyor. Hâsılı AK Parti, bu durumun kıymetini bilmeli. Muhalefetsizliğin çok tehlikeli olabilecek heveslerine kapılmamalı. Böylesine bir atmosferde muhalefet boşluğunu doldurmaya çalışan basına fazla yüklenmemeli. Hiçbir demokraside ve otokraside, basınla geçinemeyen iktidarların kazançlı çıktıklarını hatırlamıyorum. İktidar, basının ülkeyi yönetir havaya girmesine kızmamalı. Uyarıları değerlendirmek elbette daha iyidir. Ama ülkeyi, sandıktan çıkan iktidar yönetir ve ortaklık kabûl etmez. Binaenaleyh medyaya kızacak bir şey yoktur. Hükûmet, bu derecede olumlu bir atmosferde bayrama giriyor. Sonra kendini, Türkiye'nin istikbalini bile tayin edebilecek dış gelişmelerin tam ortasında bulacak. Birleşik Amerika, seçim yaptırdığı Irak'ı Birleşmiş Milletler güçlerine bırakıp kendisi Irak dışına taşmak istiyor. Türkiye'nin yanında bulunmasını isteyecektir. Fransa'nın bile Washington'a yaklaştığı, Chirac'ın Bush'u ziyarete hazırlandığı bir ortamda, Türkiye'nin kenarda kalması mümkün değil. Çok kötü politika olur. Stratejik müttefiki ile arası bozulan Türkiye, Avrupa Birliği başta, hiçbir tarafta itibarını arttıramaz. Dış politikadan gelecek bir darbe, bir başarısızlık, bir yanlış adım, içinde yaşadığımız ümitli günleri sona erdirebilir. Zira şubat içinde Orta Doğu'da yepyeni problemler baş gösterecektir.