Beyrut'ta cehennem!

Eski Başbakan Refik Hariri'ye yapılan suikast, Beyrut'u cehenneme döndürdü. 350 kilo TNT patlatıldı. 10 metre derinliğinde muazzam çukur açıldı. 10 kişi öldü, 100 kişi yaralandı. Ne oluyoruz? Orta Şark nerelere gidiyor? 1975-90 arasında Beyrut 15 yıl, terör çetelerinin egemenliğinde yaşadı. Harabeye döndü. Son 15 yılda yeniden kalkınma dönemine girmişti. 12 yıl Hariri başbakanlık yaptı. Sünnî Arap'tır. Lübnan'da cumhurbaşkanı Katolik Maruni, başbakan Sünnî, meclis başkanı Şii olur, anayasa böyledir. Hariri, 4 milyar dolar servetiyle, dünyanın önde gelen zenginlerinden idi. Petrolsüz ve sanayisiz küçücük bir ülkede bir kişinin bu derecede zenginliği, bölgeye mahsus çarpıklık ve garabetlerdendir. Lübnan 10.452 kilometre karedir. Nüfus 3.5 milyondan az fazladır. Yarısı Beyrut şehrindedir. Zaten nüfusun yüzde 90'ı şehirlidir. Ülkeyi 1517'de Yavuz Sultan Selim aldı. Ekim 1918'den Ocak 1944'e kadar ülke -az bir İngiliz yönetiminden sonra- Fransa'da kaldı. Hâlâ Fransızca, Arapça'nın yanında resmî dildir. Beyrut, 20. asır başları Osmanlı Türkiyesi'nin İstanbul başta, İzmir, Selânik gibi kozmopolit bir imparatorluk liman şehri, müreffeh bir belde idi. Lübnan, Akdeniz sahilleri ve dağları ile, Cennet'e benzer bir ülkeciktir. Beyrut, eyalet merkezimizdi. İsrail, Lübnan'ın güneyini boşalttı. Suriye ise hâlâ ülkeye musallattır. Hariri, Suriye karşıtı idi. Suikastın Suriye istihbaratınca hazırlandığı söylenebilir. Böyle değilse bile, mutlaka bir istihbarat örgütünün işidir. El-Kaaide, suikastın arkasında hiçbir İslâmî örgütün bulunmadığını bildirdi. Hariri'nin Suudi Arabistan'la ilişkisinin sebep gösterilmesi de şaşırtıcıdır. Orta Şark'ta her şey şaşırtıcıdır. Sürprizlerle doludur. Sürprizlerin olumlusuna da rastlayamazsınız. Hariri suikastının mutlaka arkası gelecektir. Nasıl gelecektir? Tahmin zordur. Ancak kargaşa üzerine yeni bir kargaşa dalgası getireceği bellidir.