Bir casusluk olayı

İstihbarat örgütleri her renge boyanırlar. CIA diye şöhret yapan ABD Merkezî Haberalma Örgütü, Ahmed Çelebi adındaki zaten posası çıkmış, banka hortumcusu bir Iraklı'yı, artık işine yaramadığı, zarar verdiği için -anlayabildiğim kadarıyla- gözden çıkarmış. Ahmet Çelebi, Şii'dir. Washington, Şii kartını oynayarak Sünnî Iraklılar'a dayanan Saddam'ı ortadan kaldırmak için, anılan kişiden medet ummuştu. Yarım asır önce Irak'ı terketmiş Çelebi gibi kişileri kullanmak olağandır. BIS (Bristish Intelligence Service) de 1878'de İstanbul'da darbe yapmak üzere, o mizaçtaki bir gazetecimizi, Ali Suavi Efendi'yi seçmişti. Çelebi'nin Irak'ta bir şey yapamıyacağı besbelli idi. Saddam'a karşı ancak Hâşimîler'den bir prens ortaya çıkarılabilirdi. Washington'daki aklı evveller bunu düşündüler, fakat yapamadılar. Zira güçlü bir Irak istemiyorlardı. Ama Washington'ın süperleri bir kaç gün önce, -Türkçe aile adı taşıyan- Ahmet Çelebi'nin, İran casusu olduğunu keşfettiler. Adı geçenin doğrudan İran ajanı mı, yoksa İran istihbaratınca kullanılan bir kişi mi olduğu açık değil. İran istihbaratı, Çelebi aracılığı ile Amerika'yı, Saddam'ın süper silahlar edindiği hususunda kandırmış. Bunun üzerine Bush, İran'a çullanmış imiş. Gerçek sebep petroldür. Acaba bu gerçeği biraz gözlerden uzaklaştırmak için mi bu hikâyeler oluşturuluyor bilmiyoruz. Böylece Saddam'ı tutan Sünnîler ezilecek, egemenlik, İran'ın mezhepdaşları olan Şii-Câferiler'e geçecek imiş. Hiç sanmam... Çok çürük senaryo... Irak Şiileri Arap, İran Şiiler'i Fars'tır. Iraklılar'ın Araplıkları'nı pas geçmeleri mümkün değildir. 8 yıl süren dehşetli Irak-İran savaşında, mezhep birliğinin hiç ağırlığı olmadı. Ama Binbir Gece Masalları, daha çok Bağdad'da geçer. İkibinbirli günlerde, dikkatler gene aynı yere odaklandı.