Birleşmiş Milletler'de 59. dönem

Birleşmiş Milletler'de 59. dönem çalışmaları başladı. 61 devlet başkanı, 21 başbakan, 87 dışişleri bakanı ve müsteşar genel kurulda açılışa katıldı. Dışişleri Bakanımız Abdullah Gül, konuşanlar arasında idi. Sayın Gül, bu arada ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell ile ikili bir görüşme de yaptı. General Powell, Gül'e (meâlen) "Telafer sorununu birlikte çözdük, Kerkük konusundaki duyarlılığınızı da biliyoruz" dedi. Powell, sıradan bir politikacı değil. Biyografi sahibi, gerçek bir devlet adamı, bir büyük asker. Kendisini böyle tanıyoruz. Üstelik stratejik müttefikimiz olduğunu söyleyen bir dünya devletinin fiilen ikinci adamı da bulunduğu için, ifadesine şaşırmaktan fazla, tepki duyduk. Telafer hakkında, harekat başlamadan, Washington, Ankara tarafından uyarılmıştı. Buna rağmen şehirde terörist aranırken, havadan süper bir bombardımanla yerle bir edildi. Yüz binlerce Türk bin yıllık meskenlerinden açıkta kaldı. Peşmergeler ve aşiretler doluştu. Bu ne biçim çözümdür. Kerkük'te de aynı şey mi cereyan ediyor? Irak, Türkiye'ye kapatılmak istendiği gibi, İran da aynı politika peşindedir. Cumhurbaşkanı Hatemi'nin ziyareti ertelendi. Türk işadamlarına karşı yasalar yayınlandı. Barzani, Tahran'da ağırlandı. Ankara, Avrupa'ya karşı, komşularını askeri gücüyle korkutan devlet durumuna düşmek istemediği için, dişlerini gıcırdatmasına rağmen, ağırdan alıyor. Zira AB ile işimiz bitmedi. Bitmek ne kelime, daha yeni başladı. 1 Ekim Cuma günü Almanya şansölyesi Gerhard Schröder'le Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, Fransa'nın Strasburg kentinde buluşup Türkiye'yi konuşacaklar. 17 Aralık günü Türkiye ile müzakereye başlamak hakkında nasıl bir karara varacakları üzerinde son rötuşları yapacaklar. Bu arada Başkan Bush'un, geçen hafta Birleşmiş Milletler'de, ABD'yi hukuksuzlukla suçlayan Kofi Annan'dan sonra yaptığı konuşmada, Afganistan ile Irak'ta kan döküldü ama demokrasi getirdik mealinde konuşması, dünya ile alay etmek anlamında tefsir edilemeyeceğine göre, bizi, Amerika'nın Orta Doğu'da demokrasi kavramından ne anladığı üzerinde derinlemesine düşünmeye zorluyor. Düşünüyor muyuz?