Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin hükûmete Irak'a asker göndermek için izin ve yetki verdiği tezkere, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden Amerika'nın istediği istikamette karar çıkmasını çok kolaylaştırdı. Rusya, Fransa, Almanya, Suriye, hiç bir üye muhalefet etmedi. Şimdi Washington, Türk askerini istemek hususunda tereddüt ediyor. Biz, BM kararı öncesinde davranamadığımız, sallandıkça sallandığımız, dilinde tüy bitenleri dinlemediğimiz için, sayemizde alınan bu sonuçla artık Amerika, istediği ülkeden istediği kadar asker getirecektir. Binaenaleyh Amerika'nın, Birleşmiş Milletler'e karar aldırmak için Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden tezkere çıkarttığını düşünebiliriz. Şimdi ABD, kendisine yöneltilen eleştirileri hafifletecektir. Amerika'nın, iki aşiret reisi ile kendi atadığı Iraklılar'a söz geçiremediğine inanmamız mümkün değildir. Türk askerinin Irak'ın bütünlüğünü kraldan fazla kralcı bir tutumla savunmasından çekinildiği âşikârdır. Halbuki artık Kuzey Irak'ta bir Kürt otonomisi mevcuttur. Tam bağımsızlık için, olayların gelişmesi beklenecektir. İslam Konferansı'ndan, Arap Birliği'nden falan hiç ses seda çıkmadı. Bu, Arap coğrafyasından Filistin'den sonra Irak'ta da parçalar koparılacağını gösteriyor. Zayıf bir Irak isteyen İsrail, Kuzey Irak Bağdad'tan ayrılmasa bile pamuk ipliği ile bağlanmış bir Kürdistan için, Washington üzerindeki etkisini kullanıyor. İsrail'in daha rahatlaması, zayıf bir Suriye ile zayıf bir İran'la mümkündür. Amerika'nın Irak operasyonu -Washington'ın verdiği önem sıralaması ile- şu 3 sebebe dayanır: 1) Orta Doğu enerji kaynaklarının dağıtımını kontrol altına alıp 21. yüzyılda Amerikan vatandaşını üstün bir refah çizgisinde yaşatmak. 2) Terör faaliyetlerini ezmek ve yok etmek. 3) İsrail'i barışa kavuşturarak 20, hatta 30 bin dolar p.c. gelire sahip bir İsrail oluşturmak. Aylarca önce yazdığımız bu sıralamayı hâlâ kavrayamayanlarımız vardır. Türk diplomasisinin manevra alanı daralmıştır.