Yazımızı, Başkan Bush'un Irak üzerinde yapacağı TV konuşmasından önce kaleme alıyoruz. Başkan'ın ne söyleyeceği aşağı yukarı tahmin ediliyor. İşkence rezaletinden dolayı Amerikalılardan, insanlık âleminden ve Iraklılardan özür dileyecek. Münferit olaylar olduğunu, tekrarlanmaması için her türlü tedbirin alındığını, bu işe bulaşan alçakların askerlikten atılıp hapse gönderileceğini falan söyleyecek. Başkan ne diyecek? Ama, diyecek, Irak harekâtına mecburduk. Petrol ve ilaveten İsrail'i tehditten kurtarmak dolayısıyla mecbur olduğunu ağzına bile almayacak. Sadece üçüncü sebebi, terörle dünya yüzeyinde savaşı söyleyecek. Bu savaşa bir yerden başlamamız lâzımdı, Afganistan ve Irak'tan başladık diyecek. Belki sıranın Suriye ile İran'a geldiğini ima edecek. Bu ne vukuf? Başkan'ın nutkunu sen mi yazdın ki söyleyeceklerini biliyorsun buyurursanız, arz ettiğim şeylerin çoktan açığa çıktığı, sağır sultanın duyduğu cevabını verebilirim. Bugün, Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanacak. Yüce Meclisimiz'in üyeleri, Irak hakkında konuşacaklar. Sanırım Amerika'yı eleştirecekler, haklı olarak işkenceyi kınayacaklar. Ancak bunları, diplomatik dille ifade etmeleri daha iyidir. Amerika; bir başkan, iki başkan yardımcısı, bir başbakan, 26 bakanlı bir Irak yönetimine, ülkenin idaresini, askerî ve petrole müteallik konulara karışmamak şartıyla, bırakmayı denemek üzeredir. Bush, bunu da anlatacak. Bu yönetimin başarılı olamayacağını şimdiden söylüyoruz. Kürtler, ya cumhurbaşkanlığının, ya başbakanlığın kendilerine verilmesini istediler. İstemişken ikisini birden talep etmeleri gerekirdi. Tamama yakını Arapça bilen Irak Kürtleri'nin, Araplarla köprüleri atmak niyetleri beliriyor. Amerika, ırk ayrımına dayanan bir yönetim mi kuracaktır ki böylesine isteklerde bulunuluyor? Sayıları Kürtlerden fazla Türkmenlere ne verilecektir? Hâsılı Washington, belki daha da belâlı bir ortamı oluşturacağa benziyor. Bize öyle geliyor.