Orta Doğu'da büyük bir oyun sahneleniyor. 21. yüzyılın yönünü belirleyecek azamette bir oyun... Dünya nimetleri yeniden paylaşılacak... Kâğıtlar karılıp deste yeniden dağıtılacak. Sınırlar yeniden çizilecek. Devletler çıkacak, devletler batacak... Kesin görüşümüz budur. Türkiye, tam merkezdedir. Türkiye'nin tutumu, belirleyicidir. Türkiye ya kârlı, ya zararlı çıkacaktır. Ne kâr, ne zarar istemem politikası geçersizdir. Zaten tarihin her döneminde geçersiz olmuştur. Orta Doğu, Adriyatik'ten Çin Denizi'ne kadar, Kuzey Afrika'yı da kapsayarak, 11. asırdan 1918'e kadar belirgin Türk egemenliğinde yaşadı. Bölgenin Türklerden eski sâkinleri, iki büyük millet, Araplar ve İranlılar, Türk üstünlüğünden çok geç sıyrıldılar. Ayrıca 3 yeni milliyet, Yahudiler, Ermeniler, Kürtler, kendi çaplarında, oluşmak çabasına girdiler. İsrail başarılı oldu. Ermenistan bağımsızlaştı ama huzur bulamadı. Kürtler, Kuzey Irak'ta tutunmaya ve yayılmaya çalışıyorlar. Gürcistan'ın ise sınırlarından şikâyeti yok. Daha uzakta Afganistan, tarihinde ilk defa sömürge olmanın eşiğinde iken Ruslardan kurtuldu ama, çağı yakalayamadığı için iç savaş sürüp gidiyor. Türk Cumhuriyetleri, zengin geçmişlerine dayanarak, serpilip yön bulmak durumundalar. Türk kültüründe çağdaş medeniyete adapte olacaklardır. Geçen asırda İngiltere, Fransa, Rusya, hele Rusya, insanlık tarihinin oluştuğu bu bölgeye hulûl etti. Hepsi boylarının ölçülerini aldılar. Ama dikkat ve tetkik buyurunuz, Orta Doğu devletlerinin Türkiye dahil hepsinin sınırlarını, hem de hiçbiri isabetli olmayarak çizdikten sonra çekilip gittiler. Şimdi Amerika geldi... Kendi sınırları içinde çok güçlü bir Türkiye, ki ilk defa ben Büyük Türkiye dedim, kimsenin işine gelmemekte, hoşuna gitmemektedir. Türkiye'nin başını belâya sokmak en büyük emelleridir. Geleceklerinin buna bağlı bulunduğuna inananlar vardır. Türkiye'yi Irak batağına çekip Amerika ile karşı karşıya getirmek, Avrupa Birliği'nden uzaklaştırıp tecrîd etmek, demokrasisini kısıtlamak, ekonomik ve askerî gücünü boş yere harcatmak planı, bize göre apaçık, apâşikârdır.