Çekişmeli seçim

1 Ekim'de Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıyor. 6 gün kaldı. 1 Ekim, Meclis'in yıllık mutat açılış tarihidir. İsterse Cumhurbaşkanı da bir nutuk söyler. Atatürk'ten beri böyledir. Bu defa Sayın Sezer'in nutuktan vazgeçeceği sanılıyor. Bazı milletvekilleri tepki gösterebilirler. Meclis'in hiçbir yıllık açılışı, bu defaki kadar merakla beklenmedi. Zira bir kısım üyelerin, 3 Kasım seçimlerini ileri bir tarihe atmak için oylama isteyecekleri muhakkak gibidir. Oylamadan ne çıkacağı bilinmez. 3 Kasım'ın 300 küsur milletvekilini hoşnut etmediği ileri sürülüyorsa da, bunların hepsi seçim tarihinin iptali için oy kullanmıyacaktır. Yüksek Seçim Kurulu'nun 4 aday, ama bilhassa Recep Tayyip Erdoğan için olumsuz karar vermesi üzerinde de münakaşalar sürüp gidecek. Radikal çare, Anayasa tadilidir. Diğer hukukî yolların zorlanmasından sonuç almak imkânsız gibidir. Sayın Erdoğan'ın vetosunun önemi açıktır, şöyle: Adalet ve Kalkınma Partisi, bu seçimlerin favorisidir. 1. parti olarak çıkacağı öngörülüyor. Tek başına iktidar sağlıyacak milletvekili sayısına ulaşması bile bahis konusudur. Binaenaleyh Tayyip Erdoğan, muhtemel başbakan adayı idi. Şimdi seçimlere giremiyeceğine göre, başbakanlık ihtimali kalmıyor. Meclis dışından bakan atanması da mümkün değildir. Zira parti kurucuları ve Meclis dışı bakanlar için, aynen milletvekili şartları aranmaktadır. Bu durumda Tayyip Erdoğan, sadece genel başkan kalacaktır. Bana göre Adalet ve Kalkınma Partisi, seçimlerden alacağı sonuca göre hareket edecektir. Mutlaka seçimin neticelerini görmek isteyecektir. Daha ileri ihtimalleri yazmak için henüz erkendir. Hâsılı Türkiye Cumhuriyeti'nde demokrasi de, hukuk da tam oturmamıştır. Reform isteyen partiler bile ancak 20 bakandan söz açıyorlar. Ama 400 milletvekilini ağızlarına almıyorlar. 550 milletvekili ile, 400 üyenin yapabileceğinden fazla ne yapılacağını söyliyemiyorlar.