3.Milenyum'a (Binyıla) ve de 21. asra (yüzyıla) başladığımız 2000 yılından bu yana cihan (dünya) stratejisi (askerî-siyasî dengesi), Amerika Birleşik Devletleri'nin egemenliğe yakın üstünlüğü üzerine kuruldu. Arz dediğimiz mütevazı gezegenimiz, 1990 öncesi gibi Amerika-Rusya dengesi üzerinde durmuyordu. ABD, NATO denen tarihin en kapsamlı askerî ittifakının patronu idi. Rusya ise, 1990 öncesinde, kendi içindeki 14 gayri Rus sovyet cumhuriyeti+Varşova askerî paktı ile Komekon ekonomik birliğini oluşturan doğrudan Moskova'ya bağımlı, peyk=uydu (Rusya uydusu) tabir ettiğimiz devletlerin patronu ne kelime, efendisi idi. Ayrıca Asya'da, Afrika'da, Amerika'da uyduları vardı. Zaten 1943'ten beri dünyanın 1. devleti pozisyonundaki ABD, 20 yıldan bu yana, tek başına dünya stratejisini düzenliyor. Amerika'yı sevmeyenler, Irak'ta tökezledi durum değişiyor şeklinde yanlış hesap yapmasınlar, bugün de öyledir. Amerika bugün de cihan devletidir. Ama tarihteki Roma, Osmanlı, Britanya emsalindeki gibi, cihan devletleri, karşılarında dehşetli rakipler ve müthiş hasımlarla birlikte yaşarlar. Nitekim Washington, rakipsiz ve hasımsız değildir. Rusya, yakın geçmişindeki gibi, yeniden dünyanın 2. askerî- ekonomik gücü derecesine yükselmek için hayli mesafe aldı. Bunu artık Çin'siz yapamaz. Çin'i nasıl yanına alabileceği bana muamma gibi görünüyorsa da, tarihteki acayip ittifakları unutmuyorum. (1914-18) Türk-Alman ittifakı gibi). Şanghay İttifakı devletleri geçen hafta 12.000 Rus+6000 Çinli askerle, tanklı uçaklı füzeli dört başı mamur bir müşterek manevra yaptılar da, şu makaleyi bu vesileyle kaleme aldım. Hani Şanghay İttifakı ekonomikti? Barışçıldı? Askerî değildi? Türkmenistan dışında 4 Orta Asya cumhuriyeti de müşahit sıfatıyla bulundu. Bu kabil teşebbüsler gittikçe hacim kazanarak sürüp gidecektir. Biz Türklerin Şanghay coğrafyasını bırakıp Akdeniz'e intikalimizin üzerinden 1000 (bin) yıl geçti. Batıdan ayrılmaya zerre kadar niyetimiz yoktur. Ancak Türkistan'a mümkün olabilen en yoğun şekilde bağlanmak da tarihî misyonumuza dahildir. Böyle düşünmeyene ben Milenyum'un politikacısı demem.