ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, geçtiğimiz cuma günü, İsviçre'nin Cenevre şehrinde Rusya Federasyonu dış işleri bakanı Lavrov'la görüştü. Hillary Hanım, ertesi cumartesi sabahı Ankara'da idi. Başbakanımız Tayyip Erdoğan'la ve öğleden sonra Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'le görüşmesi, Lavrov'la geçtiği gibi, samimi idi. Tabiatiyle diplomasinin sınırları içinde bir samimiyet... Erdoğan'la 40 dakika olarak belirlenen ikili mülâkat 90 dakika sürdü. Clinton, Başkan Obama'nın Türkiye'yi resmen ziyaret edeceğini bildirdi. Önemli gelişmedir. Amerika, fiilen 1945'ten ve resmen 1952'den bu yana stratejik müttefikimizdir. Yukarıda anılan tarihlerde silahlı kuvvetlerimiz Prusya (Almanya) askeri düzeninden ABD askeri düzenine göre modernleştirildiği için, ilişkilerin derinliği açıktır. Türkiye büyük ekonomik ve askeri Amerikan yardımı da gördü. Kore'de tugayımız, ABD 8. Ordu'su ile aynı safta vuruştu. Kuzey Kore'de bugünkü komünist yönetiminin Güney'e de egemen olmasını, ABD ile birlikte önledik. Ama Amerika ile birkaç defa aramıza tam manasıyla kara kedi girdi. Başkan Johnson'ın Başbakan İnönü'ye yazdığı mektup, nezaketten habersiz kaba bir Teksaslı köylünün davranışı idi. Tarihte galiba ilk ve son defa bir devlet (ABD), müttefikine (Türkiye'ye) silâh ambargosu koydu. Kıbrıs çıkışımızda Taivan (Milliyetçi Çin) ve Libya'dan malzeme almaya mecbur kalmıştık. İkinci Tezkere'yi reddederek çok yanlış ve zararlı davrandığımız, Sayın Erdoğan tarafından da söylendiği için pas geçiyorum. Bu hatamız, Barzani ve Talabani'nin açık ifadelerine göre Kürdistan devletinin kurulmasını sağladı, tarihçi olarak katılıyorum. Benzer hataya, Obama Amerikası elbette düşmeyecektir. Johnson, katledilen seçkin başkan Kennedy'nin koltuğuna şâibeli şekilde otomatik olarak oturmuş, seçimle başkanlığı kazanmamıştı. Bugün Sarkozy bile kendisine tahakküme kalkışacak derecede küstahlaşan Deveciyan adlı deveciyi başından def etti. Amerikalı politikacılar, bir avuç Kaliforniya oyu için Ermeni yaygaracılığına katılmayacaklar ümidindeyiz. Aksi takdirde bulunduğumuz coğrafyada biz de zorlanırız ama, ABD kadar değil... O derecede arzulanan Türkiye-Ermenistan anlaşması da suya düşer.