Cumhuriyetimizin 84. yılı

A -
A +

Cumhuriyetimizin 84. yıl dönümü, Türk milletine kutlu olsun. Türkiye vatandaşı herkes istisnasız Türk'tür (hangi kökenden Türk olduğunu söylemek serbesttir, 'ben Türk değilim' demekse hasmâne bir lâftır). Cumhuriyet fikrini bize getiren ve Türkiye Cumhuriyetini kuran, Türk Kurtuluş Savaşının muzaffer başkomutanı, bin yıl için millî kahramanımız Atatürk'ü rahmet, saygı ve sevgiyle anıyoruz. Olayları, dönemleri, devirleri, çağları, şahsiyetleri, milletleri, devletleri, her türlü gelişmeyi eleştirerek değerlendirmek, gerçek tarihçilikte vazgeçilmez ilkedir. Tarihi ilim yapan gerçek tarih metodolojisinin temelidir. Bu gerçek tarihçilik ve gerçekçi tarihçiler, çok kişinin, bazı rejimlerin, bazı milletlerin ve devletlerin hoşuna gitmez. Yapay ve ilim dışı tarihçilikle avunup giderler. Bizim için söylemiyorum. Biz çoktan gerçek tarihçiliğe geçtik. Ancak hâlâ bazı tahlillerden, bazı hakikatlerden hoşlanmayanlarımız mevcuttur. Galiba her zaman ve her ülkede mevcut olacaklardır. Cumhuriyeti elbette en büyük millî bayramımız olarak kutlayalım. Ancak 84 yılın çerçevesinde hangi kapital hataları yaptığımızı kabûl edebilirsek, ileride tekrarlanmaz, millî kazanç oluşur. 1914 savaşına girmek en büyük hatamızdır. Batırdığımız imparatorlukta, harabeye çevrilen bir vatan üzerinde inşa edilen Türkiye Cumhuriyeti, dünya, bilhassa Avrupa tarihinin çok karakteristik 1918-1939 dönemi devletleri arasında iyi yönetilenlerden biridir. Bu da Atatürk'ün radikal inkılâpları sayesinde gerçekleşti. Ancak bir türlü gelişmiş ülkeler arasına giremedik. Bir türlü -bugünkü sınırlarımız içinde- Büyük Türkiye'yi inşa edemedik. 27 Mayıs başta 3 büyük darbe ve müdahale, sonuçları bakımından Cumhuriyet devrimizin en büyük hatası saydığımız bizden daha gerideki Yunanistan'la birlikte Avrupa Birliği ile üyelik müzakeresine başlamak için daha 10 yıl istememiz (onlar bize 20 yıl verdiler!), nihayet 1. tezkereyi onaylayıp 2. tezkereyi reddimiz, Türkiye'yi, bulunması gereken mükemmellik ve kalite sıralamasında gerilere itti. Millî hedefimiz, çok geciktiğimiz muâsır medeniyet seviyesine ulaşmaktır ve başka hiçbir şey değildir. Her şey, bu hedef içindir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.