Demokrasiye üç adım

A -
A +

Avrupa Birliği Komisyonu, Türkiye raporunu hazırlamaya başladı. 6 Ekim günü Brüksel'de yayınlanacak. AB üyesi 25 devlet, bu rapora göre, aralık ayında, Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin başlayabileceğini bildirecekler. Hangi gün başlayacağını da belirtecekler. Türkiye'nin Kopenhag Siyasî Kriterleri denen Avrupa Birliği'nin anlayıp uyguladığı üslûpta demokrasi için hazır olduğu, artık daha çok ekonomik ve sosyal mahiyetteki tam üyelik müzakerelerine geçebileceği, kabûl ediliyor. Bizden -neden bilmem- pek de beklemedikleri bir sür'at ve kararlılıkla çağdaş demokrasi normlarını düzenlediğimiz, Avrupa'nın en yetkili ağızlarınca söylendi. Ancak -daha çok uygulamada- birkaç noksan bulunduğu hususunun Türkiye raporunda yer alacağı anlaşılıyor. Eksiklerimiz üç noktada toplanıyor. Şunlar: Bana göre, bu sütunda aylardan beri birkaç defa vurguladığım üzere, en önemlisi, Hıristiyan vatandaşlarımıza ait bazı kısıtlamalardır. Avrupalılar bu konuda hassas davranıyorlar. Bu kısıtlamaların çoğu Osmanlı rejiminde, hattâ Atatürk devrinde yoktu. Bu bakımdan kaldırılmaları, dinlere karşı iki bin yıldan bu yana izlediğimiz ünlü Türk toleransı millî politikamıza uygundur. Bu millî politikamızı beğenmeyenlerin seslerinin fazla çıkması sebebiyle, bu teferruat kabilinden tahditleri bir türlü ortadan kaldıramadık. Meselâ Ortodoks rahiplerin dışarıda öğrenim görüp Türkiye'ye gelmelerinin değil, Heybeli'de, bizim içimizde yetişmelerinin faydalarını bazı kafalara bir türlü sokamadık. Yalnız böyle düşünenler, bir hususta çok haklılar: Batı Trakya'daki Türk okullarındaki AB ölçütlerine aykırı kısıtlamalar da kalkmalıdır. Biz vakıf ve okul kısıtlamalarını kaldıralım. Yunanistan mahcubiyet içinde altta kalmayacaktır şeklinde düşünelim, kârlı çıkarız, diyorum. İkinci yetersizlik maddesi, polisimizin sert uygulamalarıdır. Biraz daha yumuşayalım bakalım. Avrupa mecburen sertleşince, biz de onu izleriz. Üçüncü madde, Türk yargısındaki uygulamalardan şikâyeti içeriyor. Bu şikâyete, en büyük yargıçlarımız katılıyor ve yıllardan beri dile getiriyorlar. AB meselesi olmaktan öte, acilen çözümlenmesi gereken bir konudur. Adalet aksarsa, hâlimiz nice olur?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.