Dış politika

A -
A +

Yargıya havale edilmiş bir hükûmet, devlet işlerini ve milletin sorunlarını aksatmamak için, hararetle çalışıyor. Bıkkınlık, güceniklik, endişe gibi duygulara kapılmak, işleyişi yavaşlatır. Türkiye'nin ve iktidarın aleyhine olur. Yargıya havale keyfiyetinin, dış ülkelerde, Türkiye'nin meselelerini askıya almak temayülü oluşturması hâlinde de Türkiye keza çok zarara uğrar. Bununla beraber, gerek yasamayı, gerek yürütmeyi elinde bulunduran Adalet ve Kalkınma Partisi, yargıya karşı savunma konusuna saplanıp kalırsa, dengeler bozulabilir. Zira gerek dış, gerek iç ekonomik gidiş, olumlu değildir. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün bizzat Paris'e gitmesine rağmen, Milano şehri, İzmir şehrinden daha fazla oy aldı. Çok yakınımız Bangladeş, pek sevdiğimiz Endonezya, bu arada Mısır, Suudi Arabistan, Emirlikler gibi iyi ilişkiler içinde bulunduğumuz Arap devletleri, hâsılı epey Müslüman devlet, İzmir'e değil, Milano'ya oy verdiler. 8 oy Milano yerine bize verilseydi, İzmir kazanıyordu. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 2 yıllık üyeliği seçimine birkaç ay kaldı. İslâm Konferansı kulislerinde etkili olmamız şarttır. Avusturya veya İzlanda'yı bize tercih etmesinler! Avusturya Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik Hanım, Ankara'da idi. Slav asıllıdır. Hanımefendi'nin Kara Mustafa Paşa kompleksinin şifa bulmayacağı açığa çıktı. Türkiye, Yunanistan gibi 1981'de Avrupa Birliği üyesi oluyordu. Sözde büyüklerimizin gafletine geldi. Avusturya ise ancak 1995'te üye kabûl edilmiştir. Bizden 14 yıl sonra üyeliği, Türkiye'ye neler kazandırmazdı ki... Avusturya'nın diğer bir kompleksi, Rusya'nın iznini almadan NATO üyeliğinin gerçekleşmeyeceğidir. Bugün de Türkiye'ye yanlış istikametler gösterenler çoktur. 2 numaralı tezkerenin reddi faciasına yenileri eklenirse, çağın gerisinde ve altında kalırız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.