Dış politikamız

A -
A +

Stratejik müttefimiz Amerika, Irak'taki işgal ordusunun tamama yakınını değiştiriyor. 130.000 askerini İncirlik üssünden transit geçirerek peyderpey Irak'tan Amerika'ya gönderecek. Amerika'dan getireceği 110.000 yeni askerini gene İncirlik yoluyla parça parça Irak'a sevk edecek. Bu suretle 240 bin yabancı asker Türkiye'ye ayak basacak. ABD ile ittifakımızın stratejik vasfını vurgulayan büyük bir operasyondur. Dünya askerî tarihinde -hem de kıt'alar arası- en kapsamlı asker nakillerinden biridir. Türkiye bu harekâta sahne olacak. Böylece Amerika ile ilişkilerimiz, küçümsenmeyecek şekilde düzelecek. Ancak 2002 çizgisine avdet, henüz mümkün değil. ABD ile sağlam ilişkiler, Avrupa Birliği karşısında ağırlığımızı artıracaktır. Aynı zamanda Orta Doğu politikamızda bizi daha güçlü bir konuma getirecektir. Suriye ile İran'ın Ankara'ya karşı ağızlarından bal damlıyor. Türkiye, her iki devleti de Washington'ı kışkırtacak hareketlere karşı dostça uyarıyor. Buna rağmen Washington bu iki devlet üzerindeki projelerinden vazgeçer mi? Kesinlikle hayır! Zira Pax Americana'nın girişimleri zayıflar. Politikamızı, bu gerçeğe göre düzenlememiz gerekiyor. Önümüzdeki aylarda dış politikamız gene Kıbrıs ağırlıklıdır. Kıbrıs'ta çözümsüzlük, Türkiye'de dengeleri değiştirecek, istikrarı bozacak, hattâ rejim münakaşasına götürebilecek derecede tehlikelidir. Çözümsüzlüğün Rumlar'dan gelmesi hâlinde ise, yapacağımız bir şey yoktur. Kıbrıs'ı çözebilirsek, ABD'nin stratejik müttefiki ve AB'nin kesinleşmiş adayı durumumuz artık tartışma konusu olmaktan çıkacaktır. Sayın Erdoğan'ın Amerika ziyareti ve Başkan Bush'la bu defa başbakan sıfatıyla görüşmesinde Kıbrıs ve Kerkük üzerinde iki tarafın görüşleri belirginleşecektir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.