Dış seyahatler

A -
A +

Özal ve Demirel'in kalabalık politikacılar, bürokratlar, ilim adamları, iş adamları, medya mensupları ile dış gezileri, Türkiye'ye çok şey kazandırdı. Sayın Erdoğan devam ettiriyor (ama tek uçak olması gerekiyor). Dışişleri Bakanına gelince, zaten sürekli dünyayı dolaşmak durumundadır. Cumhurbaşkanımız Sayın Ahmet Necdet Sezer, bu geleneğin dışında kaldı. Az gidiyor, az kişi götürüyor, ama uz gidiyor mu? Şam ziyareti olmasa idi, bu soruyu sormazdım. Ulaştırma ve haberleşme imkânlarının son yıllarda inanılmaz boyutlarda gelişmesi, devlet adamlarımıza da ufuk açtı. Gelmiş geçmiş devlet adamlarımız içinde ufku en geniş olanlardan biri, Turgut Özal, 'dünyadaki teknolojik gelişmeyi izleyebilmek için yılda iki defa Japonya'ya gitmek gerekir' demişti. Dış ziyaretler, küçülen bir dünyada, devletleri yönetenlerin biribirlerini tanımaları için büyük fırsattır. Bu suretle çok değerli ve verimli dostluklar kurulabildiğini biliyoruz. Ancak sıralama, zamanlama ve tercih doğru yapılmalıdır. Meselâ bendeniz -cehaletime verin- Sayın Başbakan'ın Etyopya ve Norveç gezilerine öncelik vermesindeki hikmet-i hükûmeti kavrıyamadım. Fas, Tunus, Cezayir gibi ülkelerin ziyaretine sözümüz yoktur. Sayın Cumhurbaşkanımız'ın Şam ziyaretine gelince, doğrusu beni korkuttu. Yanlış kelime kullanmadım, tekrarlıyorum; korkuttu!.. Bana açıkça Birleşik Amerika ile zıtlaşmak gibi geldi. Maksat bu olmasa da, Washington'da böyle algılanacağı kesindir. Bunun dışında Suriye'deki rejim, Irak'ta yıkılan Baas ve Saddam rejiminin tıpkısının aynısıdır. Terörist yetiştirerek Türkiye'ye salmış, çok Türk kanı dökmüş, GAP'ı engellemek tarihi başarısını gerçekleştirmiştir! Ama biz, derin devlet sırlarını bilmeyiz. Eğer Suriye'den haritasını düzeltmesi ve Türkiye'ye verdiği yüz milyarlarca dolar zararın tazmini için gidiliyorsa, aksi takdirde Washington'ın yüzde yüz paralelinde hareket edeceğimiz söylenecekse, bize susmak, hattâ alkışlamak düşer. Amerika'nın bu ziyaret dolayısıyla Türkiye'ye zarar vereceğine dair kuşkumuzun ise vehimden ibaret bulunduğu açığa çıkar. Sadece Suriye'nin Lübnan'dan asker çekmesini söylemek ise, bu kadar zahmete değmez. Türkiye, Birleşmiş Milletler ve NATO üyesi, Amerika'nın da stratejik müttefiki bulunduğuna göre, zaten Şam'a bu ültimatomu veren devletler arasındadır. Bir defa daha yazıyorum: Dış politika, askerî harekât gibidir, hata kabûl etmez.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.