Milletvekili dokunulmazlığı, eski tabirle masûniyyet-i teşrîiyye gündemden düşmüyor. Zaman zaman hararetleniyor. Dünki yazımızda Almanya ve Danimarka'daki milletvekili dokunulmazlığının tercüme edilerek aynen alınmasını tavsiye ettim. Bu şekil, eleştirileri önler. Zira eleştirmenlerin bir kısmı, milletvekilini cascavlak bırakmak istiyorlar. Halbuki yasama dokunulmazlığı, dün olduğu gibi bugün de demokrasinin temel ilkelerinden biridir. Bulunmayan ülke yoktur. Milletin vekili, rahat çalışabilmesi için korunmalıdır. Ama temsil görevini kötüye kullananlar, zenginleşmek için meclise girenler, kesinlikle bünyemizden atılmalıdır. Bu konuda da, Avrupa Birliği'ndeki uygulamaları yasa veya meclis tüzügü hâline getireceğiz. Başka çare yoktur. Zaman kazanmak isteyenler, Yüce Meclis'in saygınlığı ile oynarlar. Milletvekili statüsünün belirlenmesi ile de demokrasimizin aksaklıkları bitmez. Feci seçim kanununu değiştirmek şarttır. Başta baraj konusu geliyor. Demokratik baraj yüzde 1'dir. Ancak tedricî geçiş daha iyidir. Bunun için önümüzdeki genel seçimlerde, Avrupa Birliği'nin Almanya'da uygulanan en yüksek barajı olan yüzde 5'i tecrübe edelim. Daha sonra seçimlerde yüzde 5'i de düşürmeyi tartışalım. Diğer bir konu, nüfusu az illerin çok milletvekili çıkarmaları gibi demokrasiye sığmaz bir uygulamadır. Her il için aynı sayıdaki nüfus, aynı sayıda vekil çıkartmalıdır. Bu anormalliğin devamında pek çok mahzur vardır. Meselâ İstanbul'daki vatandaş, bir küçük ilin vatandaşının üçte, dörtte bir oranında millî iradeye yansıtılamaz. Epey eksiklerimiz var. 1980 sonrası hatalarını zamanında düzeltemedik. Bunlardan biri, yasama döneminin 5 yıl olmasıdır. Asla uygulanamamıştır. 4 yılı bir gün geçen hiçbir genel seçim yapılmadı. Makulü zaten 4 yıldır. Şimdiki Meclis de kendini 4 yıla göre ayarlasa iyi yapar ki, bu müddetin zaten tam yarısı geçti. Ocak ayında yeni bir kabine bekleniyor. Bu hafta iyiye giden Avrupa Birliği ile ilişkilerimizi, bu yeni hükûmet, tam üyelik için müzakerelere başlıyarak geliştirecektir. Bugünkinden sonraki, 23. dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi ise, tam üyeliğimizi idrak edecektir. Yeter ki, sakarlık yapmıyalım, aksamıyalım, olmaz işlere heves göstermiyelim.