Ekonomide sıkıntı

A -
A +

Türkiye'de p.c. (kişi başına) millî gelirin 10.000 doları aşması ve iştirâ (satın alma) paritesinin 12.000 dolara yaklaşması açıklanınca, milletçe büyük sevinç yaşadık. Gayrisafî millî hâsılasını ve nüfûsunu yanlış hesaplayan acaba bir devlet daha var mıdır? Yıllarca bu ayba katlandık. 73 değil, 70 milyon olduğumuzu anladık, sevindik. Ancak değil 10.000 dolarlık bir ülke, en yüksek seviyedekiler bile, ekonomik krizden masûn sayılmaz. Nitekim günümüzdeki büyük sıkıntı, dünya servetinin en büyük kısmını elinde tutan, refah ve tüketim cenneti Birleşik Amerika'da başladı. Avrupa'ya ve Uzak Doğu'ya bulaştı. -Benzetmek gibi olmasın- 1929 yıkımı gibi bir hâle dönüşmek istidadını bile gösterdi. Tabiatiyle Türkiye'ye de sıçradı. Ortalama bir refah düzeyine ulaşmaya çalışan Çin'in ve Hindistan'ın, toplam 2.5 (iki buçuk) milyarı bulan nüfusunun pirinç yerine buğday yemeye de başlamasını, bu finans krizine ekleyiniz. Ve tabiatiyle spekülasyon fırsatçılarının beklentilerini unutmayınız. İşte ekonomik sıkıntının ana çizgileri... Ülkemizde temel besin maddelerinin fiatlarının ansızın katlanması ile, vatandaş sarsıldı. Hükûmet aleyhine Anayasa Mahkemesi'nde dava açılması, siyasî istikrarı bozmadı ise bile salladı. Yurtbilgisi dersinde bize okutulup belletildiği gibi cumhurbaşkanının mutlak dokunulmazlığı bile esirgenmedi. Geniş ölçüde dış faktörlere, bir ölçüde de içteki olumsuz gelişmelere ve spekülasyona bağlı bulunan hayat pahalılığının ekonomik krize dönüşmesini önlemek için, ben dedim o dedi kabîlinden kavgalardan vazgeçmek, ılımlı davranmak şarttır. Milletin lokmasını kollayanı millet mutlaka ödüllendirir. 5 Mayıs'ta Adalet ve Kalkınma Partisi savunmasını Yüce Mahkeme'ye verecek. Büyük çekişmelerden kaçınabilirsek, taraflar kazanacak, kötü niyet sahipleri sinecektir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.