Erdoğan Moskova'da

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Moskova ve Tiflis ziyaretlerinin, Türkiye'nin şânına yakışır bir teşebbüs olduğunu, siyasî tarihimize böyle geçeceğini vurguluyorum. Türkiye Başbakanı -kim olursa olsun- geldi diye Moskova politikasını değiştirmez. Yıldırım süratiyle Tiflis'e uğraması da Gürcistan'ı kurtarmaz. Erdoğan'dan sonra Tiflis'e koşan Miss. Rice, arkasında bir cihan devletinin olanca imkânları bulunduğu halde, incinen Gürcü insanının düş kırıklığını gideremedi. Acılı olaylar gerçekleşti. Dış politikada hata, meydan muharebesinde hata derecesinde devletlerin hayatında olumsuz sonuçlar verebilir. Sovyetler Birliği'nde olsun, Rusya Federasyonu döneminde olsun, ben, bir yabancı devlet adamına, Moskova'da Tayyip Erdoğan'a gösterilen tevazu içinde saygının emsalini hatırlamıyorum. Hem Rusya cumhurbaşkanı, hem dünya çapında şöhretli Rusya başbakanı, ayrı ayrı değil, bir arada, Erdoğan'la böylesine bir nezaket içinde konuştular. Türkiye'ye ne derece önem verildiği de, Türkiye'nin şu veya bu tarafa doğru hareketinin kıldan ince bir özenle izlendiğini de anladık. Son asırlarda en çok savaştığımız Rusya, bizi can evimizden tehdide kalkışan Sovyetler, muazzam Türk kitlelerine sömürge hayatı yaşatan Rus devleti, mazide kaldı. Eskisinden netameli değil, fakat yepyeni bir dünyada, bambaşka bir üslûp içinde, milletlerarası ilişkiler yeniden düzenlendi. Rusya'da hâlâ büyük Türk kitleleri yaşıyor. Ama Tataristan, Başkurdistan, Çuvaşistan, Yakutistan... gibi otonom cumhuriyetlere sahipler. Biz Türkiye Türkleri onlarla açıkça her türlü ilişkiyi kurabiliyoruz. Daha büyük Türk kitlelerinin yaşadığı devletler var ki, Türklerin Türk olduklarını söylemeleri, Türkçe ilkokul açmaları, Türkiye ile Türk kimlikleriyle ilişki kurabilmeleri mümkün değildir. Bu gerçekten hareketle, Türkiye, Rusya ile, zaten epey yoğun bulunan ilişkilerini daha geliştirmeye kesin kararlıdır. NATO üyesi, AB adayı, ABD'nin stratejik müttefiki sıfatlarımızı hiçbir şekilde unutmamak şartıyle... Başbakan Erdoğan, Sarkozy'yi solladı. Moskova nezdindeki saygınlığımızın Fransa'dan fazla, Almanya ile eşit olduğunu fiilen gösterdi. Cumartesi yazımda (ben 8'de 1 Çerkes'im) yerine, (3'te 1) çıkmış, önemli değil ama düzeltiyorum.Y.Ö.