Türkiye'nin en uzun yasama dönemi sona erdi. 1908'den bu yana 4 yıldan bir gün fazla yasama dönemimiz olmadığı halde 2002-2007 22. Dönem TBMM, 4 yıl 8 buçuk ay devam etti. Gene 4 yıla dönmekte sayısız faydalar var. 5 yıl bizi, devlet zirvesinde krizle biten ve başlayan iki seçim dönemine mâruz bıraktı. Büyük zafer kazanan Sayın Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanı krizini, tatsızlık çıkmadan çözümleyeceğine inanıyoruz. Yeni hükümeti ve AB müzakerecilerini olanca özenle saçeceği de muhakkaktır. Türk Milleti, AK Parti'ye bu kalkınma hamlesine devam! işaretini, emrini ve yetkisini verdi. İki seçmenden biri, AK Parti'ye oy attı. Diğer bir sürü parti, AK Parti'ye karşı yarıştı ve kazanamadı. Bize göre oylar Sayın Erdoğan'ın şahsına verildi. Seçimin gece yarısında yaptığı konuşma, milyonlarca oyu hakkıyla aldığını gösterdi. Bu konuşmayı unutmayacağız ve söyledikleri paralelinde icraat bekleyeceğiz. Aynı ruh, akıl ve zekâ sağlığı ve sağlamlığını muhafaza etmesini dikkatle izleyeceğiz. AK Parti seçmenden Merkez Sağ görevini aldı. Demokrasilerde Merkez Sağ'ın kuralları vardır. Bu kuralların dışına çıkan icraatta uyarı görevimizi yapacağız. Nice anlı şanlı Merkez Sağ partilerimizin âkıbetini, AK Parti için temenni etmiyoruz. Çok köhnemiş ve yanlış maddeler içeren seçim yasası, korktuğumuz kadar zarar vermedi. Fakat derhal değiştirmelidir. Seçim mekanizmasının da Avrupa'daki gibi çağdaş ve boyasız olması gerekiyor. Derhal sonuç alınması bakımından Avrupa standartlarını yakaladığımız anlaşıldı. Bu dehşetli temmuz sıcağında vatandaşlarımız -bütün aleyhte tahminleri boşa çıkararak- yazlıklarından sandıklarına koştular. 18 yaşındaki gençten 88 yaşındakine kadar soğukkanlılıkla, kimsenin burnu kanamadan, huzur ve güven içinde oyunu attı. Bu manzarayı oluşturan Türk halkı, Avrupa standartlarını geçip öne fırladı. Aman bu güzel resmi bozmayalım.