Avrupa'da ve Türkiye'de statükocular bütün ümitlerini, Kıbrıs'a bağladılar. Kıbrıs sorunu çözülmeksizin Mayıs ayına erişmeye can atıyorlar. Bu takdirde ne olacaktır? Avrupa Birliği, Türkiye'ye müzakere tarihi vermeyecektir. Türkiye'de iktidar, müşkil durumda kalacaktır. Nasıl kalmasın ki? Hem Kıbrıs meselesini çözememiş, hem Avrupa Birliği'nden menfi cevap almış olacaktır. Avrupa'da Türkiye'yi üyeliğe istemeyenler, Türk'ü dışarıda bıraktık diye bayram edeceklerdir. Türkiye'de, Avrupa Birliği'ne girmenin tarihî imtiyazlarına halel getireceğine inananlar ise, çifte bayram kutlayacaklardır: Atatürk'ün anlı şanlı Türkiye Cumhuriyeti, Brüksel'den döndüğü için, çağdaş medeniyet seviyesinin canlarını çok sıkan, ayrıcalıklarını törpüleyen kriterlerinden kurtulacaklardır. Üstelik, hem Sağcı, hem AB üyeliğine tarafdar bulunmakla katmerli nefret duydukları AK Parti'yi, artık iktidardan uzaklaştırmak senaryolarını yürürlüğe koyacaklardır. Her zaman olduğu gibi Türkiye kaybedecektir. 3000 dolarla, üçüncü derecede ülkeler arasına düşecektir. Demokrasisi de üç bin dolarlık olacaktır. Reformcularımızı bekleyen hayal kırıklığı, hiç şüphe buyurmayınız, statükocularımızı da etkileyecektir. Olumsuz ve kötümser senaryo budur. Ancak Türk Milleti, bir defa M.S 535 yılında, bir defa da 1922 senesinde Ergenekon'dan çıkmak harikasını gerçekleştirdi. Bendeniz, haddim olmıyarak, epeydir uykuya yatan mâşerî dehâmızın şahlanacağı kanaatindeyim. Bu kanatte bulunanlar beri gelsinler. Ve Türk Devleti'ni Mayıs ayına esenlikle çıkarsınlar....